Press Bulletins

* 19 Nisan 2019

MİSAFİR ODASI

2 Mayıs - 1 Haziran 2019 

Seramik sanatçısı Ömür Tokgöz İstanbul'daki ilk solo sergisi 'Misafir Odası' ile ECNP Galeri'de olacak.

'Sergi, belli bir dönemin (1970-1980) misafir odalarını süsleyen çiçekli objeler etrafında oluştu.

Capodimonte olarak adlandırılan, 18. yy. Napoli kraliyet fabrikasının saraylı ürünlerinin taklitleri olan bu objeler, bir anlamda dönemin ruhunu hissetmemize yardımcı olacak izler taşıyorlar.

Eskinin misafir odaları yerini bugün çoğunlukla salonlara bırakmışsa da belli objelerin varlığını hala sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Vazolar, şamdanlar, şekerlikler, gondollar, aynalar, çerçeveler, kül tablaları, vb. Bugün güncel veya eski olup antika adını alarak değerlenmiş halleri ile salonlarda yer almaya devam ederken, günümüz insanının algısına da işaret ediyorlar.

Bugünün bakışı ile bu çok renkli kitsch objelerle dönemin ruhunu anlamaya çalışırken aynı zamanda daha yalın bir algıda çiçekler ve elbiselerle kendi misafir odası objelerimi yaratmaya çalıştım.

Ortaya çıkan ise; eskinin pirinç çerçeveleri içinde beyaz, abartılı çiçekler; bolca dantelli, fırfırlı elbiseler. Her ne kadar bugüne ait olsalar da aslında yakından bakıldığında form olarak hala gelenekselin izlerini bolca taşıyorlar diyebilirim. Tıpkı salona dönüşen misafir odalarında hala yerini koruyan objeler gibi.

Bu benim için, o günden bugüne farklılaşan algımızı deneyimlemeye çalıştığım bir süreç oldu. İzleyenin de kendine ait bir süreci deneyimlemesini umuyorum.'

 

Ömür Tokgöz

Geçtiğimiz yıllarda ECNP Galeri’de iki karma sergiye katılan İzmirli seramik sanatçısı Ömür Tokgöz’ün porselen işleri Westerwald Keramikmuseum, Almanya, Yingge Ceramics Museum, New Taipei City, Taiwan ve Museum of Modern Ceramic Art, Gifu, Japonya gibi çok önemli koleksiyonlarda yer alıyor. International Ceramic Academy üyesi olan Tokgöz uluslararası yarışmalarda bir çok ödül kazandı. Son olarak 2017’de Macaristan’da düzenlenen 5. International Triennial of Silicate Arts’ta Birincilik ve yine aynı yıl Romanya’da, 3rd Cluj International Ceramic Biennale’inde Mükemmellik Ödülü’ne sahip oldu.

* 20 Ekim 2018

JEWELRY LINKS

29 Kasım 2018 - 5 Ocak 2019 

14 çağdaş mücevher sanatçısını bir araya getiren Türk Çağdaş Mücevher Kolektifi son dönem işlerini ECNP Galeri’de sergileyecek.

Giyilebilir heykelleri andıran kolye, yüzük, küpe ve broşlar altın, gümüş ve değerli taşların yanı sıra sentetik sünger, porselen, ahşap, plastik, silikon, poliüretan gibi alışılagelmişin dışında malzemelerle tasarlanmış, hayal gücü ve artistik farklılaşmanın sınırlarını zorlayan özgün eserler sanatçıların içsel özgürlüklerinin birer yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Sergi, her sanatçının kendine özgün ifadesiyle yarattığı şiirsel ve etkileyici mücevher parçalarını bir araya getiriyor.

Şimdiye kadar Labor im Chor - Schwabisch Gmünd, Melting Point - Valensiya ve  Alja & Friends - Viyana’da sergileyen tasarımcıların işlerini 29 Kasım 2018 - 5 Ocak 2019tarihleri arasında ECNP Galeri’de izleyebilirsiniz.

Aişegül Telli

2009’da İstanbul Üniversitesi Kimya Bölümü`nden mezun oldu. Güzel sanatlara olan ilgisi ile fotoğraf, resim alanlarında uzun zaman denemeler yaptı. 2013-2015 yıllarında Burcu Büyükünal ve Selen Özus`un kurduğu Maden İstanbul`da başlangıç ve kavramsal dersler aldı. Aileden gelen bu mesleği yurtiçi ve yurtdışında katıldığı birçok teknik eğitimle pekiştirdi. 2016 yılında Fransa, Brezilya, Litvanya ve ABD’deki galerilerin ilgisini çeken ilk koleksiyonu Undersurface, 2017`de İtalya`da birincilik ödülüne layık görüldü. Art Aspen, Form Miami, Sofa Chicago gibi prestijli sanat fuarlarında temsil edildi. New York Mücevher Haftası`ndan sonra ECNP Galeri’de sergilenen işlerinde 2018`de başladığı Anemone serisinden de örnekler görülebilir.

Undersurface – Anemone

 “Undersurface ve Anemone Serisi, yıllar önce Hint Okyanusu`nda gerçekleştirdiğim dalışlardan ilham alarak meydana getirdiğimparçalardan oluşuyor. Suya girdiğim anda, beni sonsuza kadar merak içinde bırakacak sessiz bir dünyaya adım attığımı anladım. Kendine özgü kuralları, zaman döngüsü ve çekimi olan bir dünyaya. Suların ışıltısını, mercan resiflerinin göz alıcı canlı renklerini ve muhteşem formlarını metale dökmeyi arzulayarak hazırladığım bu parçalar, sualtı dünyasına duyulan bir hayranlık ve güzelliğine yapılan bir övgüdür.”

Burcu Büyükünal

2003 yılında İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Ela Cindoruk ve Nazan Pak’ın mücevher atölyesinde çalışmaya başladı. 2009 yılında, Fulbright bursu ile gittiği State University of New York at New Paltz Metal Bölümü’nde güzel sanatlar yüksek lisansını tamamladı. 2011 yılında Selen Özus ile Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’ni kurdu. Halen Maden’de ve Plato Meslek Yüksek Okulu’nda dersler veriyor.

Olsun

“Olsun, Orsay Müzesi’nde gördüğüm Ölü Habil (Abel Mort, Emile Feugère des Fort) heykelinin detaylarına hayran oluşumla başlayan, kendini bu detaylarla var eden, hayatın doğal ve mecburi akışıyla, babamı aniden kaybedişimle, yön değiştiren bir iştir. Hayatı ölümün yanı başına getirir. Kurmaca ama gerçektir.

Burcu Sülek

İTÜ İşletme Mühendisliği'nden mezun olan Burcu Sülek, uluslararası markalar için 13 yıl ürün yönetimi yaptıktan sonra içindeki yaratma arzusunun peşine düşerek kariyerini tamamen farklı bir yöne çevirdi. Kalbinin götürdüğü bu yolda 2013 yılından beri Çağdaş Mücevher Tasarımı alanında alışılagelmişin dışındaki malzemeleri yorumlayarak özgün mücevher koleksiyonunu oluşturmaktadır. Tasarımları Türkiye ve dünyadaki çeşitli galeri ve müzelerde sergilenerek çağdaş sanat ve mücevher severler ile buluşmaktadır.

Hiçlik

Kurumsal is hayatıma son verdiğim ve içimden gelen sese kulak verip ellerimle bir şeyler üretme çabası içinde olduğum yeni mesleğimin öğrencilik günlerindeki kavramsal dersimin ilk projesiydi ve bir o kadar da beni anlatıyordu sanki: çünkü ‘hiç olmak’ kendini değersiz hissetmek değil, tam tersine içindeki zenginlikleri keşfedip, bedenli kimliğinin özüne göre bilginin hiçliğini fark etmekti. Hiçlik öyle bir durumdur ki; beklenti yoktur, acelecilik yoktur, kuşku yoktur, sadece sakinlik ve huzur vardır...”

Ela Cindoruk

1963’te Ankara’da doğdu. 1984’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden mezun oldu. 1988’de New York Parsons School of Design’da metal biçimlendirme ve takı tasarımı eğitimini tamamladı. 1989’da kendi atölyesinde takı tasarlamaya ve üretmeye başladı. 1993’te Nazan Pak ile birlikte İstanbul’da ‘elacindoruknazanpak’ takı atölyesi ve galerisini kurdu. Eserleri birçok uluslararası sergide ve çeşitli yayınlarda yer alan Ela Cindoruk 2012 yılında uluslararası Red Dot Tasarım Onur ödülünü ve yılın mücevher tasarımcısı Elle Stil ödülünü almış, çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.

Yaz

“Orkideleri seviyorum. Çiçek açtıkları zaman başka güzel oluyorlar, solmaya başladıklarında başka güzel. Dalının üzerinde kendiliğinden kuruyan, dökülen çiçeklerin aldıkları formları o kadar sevdim ki, onları oldukları gibi bıraktım. Sonra bu kurumuş orkideleri gümüşe dönüştürdüm ve renklendirdim.”

 

Ezgi Okur

Türkiye’de Takı Tasarımı ve Takı Teknolojileri öğrenimi gördü. 2010’da mezun oldu. Sektörün yaratıcılığa ve yeniliğe kapalı olması onu kendi markasını kurmaya itti. Görken Kızılçağlayan ile birlikte 2013 yılında DEGLATION markasını kurdu ve özgün takılar üretmeye başladılar. Tasarımlarında gümüş ve pirinç gibi ana materyaller dışında asetat, payet, cam, çelik vb. malzemeleri de kullanmaktadır.

Ütopya

İki ayağı üzerinde durabildikten sonra boşta kalan ellerini üretim için kullanabilen ve bunun sonucunda beyninin büyümesiyle diğer canlılardan daha zeki bir türe evrilen insan, bugün, düşüncesizce tüketen ve dünyanın kaynaklarını sorumsuzca harcayan zararlı bir canlı profili oluşturmaktadır.

Evrim süreci ne gösterecek bilemeyiz ancak şu anda bizim gördüğümüz; bütün insanların bilgelik, hoşgörülü olmak, iletişim kurabilmek, barışçıl olabilmek ve devrimcilik özelliklerine sahip olabilmelerinin gerekliliğidir.

Koleksiyondaki parçalar her insanda olması gereken bu özellikleri temsil etmektedir; tüm insanların bu özelliklerin hepsine sahip olabilmesi zordur ve evet, bu yüzden bu bir ÜTOPYA’dır.

Gözde Erdoğan

Tasarım çalışmalarına mimarlık eğitimiyle başlayan Gözde Erdoğan kariyerini 12 yıl boyunca mimari/iç mimari projeleri üreterek sürdürdü. 2012 yılında Hraç Arslanyan’ın kurmuş olduğu atölyede bir yıllık geleneksel sadekarlık eğitimini tamamladı; mine tekniği üzerine eğitim aldı.

2014 yılında katıldığı Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’nde 2 yıl süreyle Burcu Büyükünal ve Selen Özus’la ‘Çağdaş Mücevher Sanatı’ üzerine kavramsal projeler üretti. Kariyerini bu çok heyecan verici bulduğu, çağdaş anlayış ve sanatsal yaklaşımla mücevher üretimi üzerine sürdürmektedir.

 

“Gündelik hayatta temas ettiğim, doğadan kentsel dokuya, sanattan felsefeye kadar türlü etkileşimlerin izleri bazen form, bazen renk, doku veya ritim olarak farklı tekniklerle malzemeyeyansıyor.

Tasarım ve üretim süreci birbiriyle eşzamanlı olarak ilerliyor ve her aşamasında değişip dönüşebiliyor.

İnanıyorum ki;ürünlerin her biri maddeselliğinden öte,sizinle tinsel bir iletişim kuruyor;sizin derinlerinizde bir yerlere dokunuyor...”

Gülnur Özdağlar

Gülnur Özdağlar ODTÜ’de mimarlık okudu, mezun olduğu 1986 yılından bu yana mimar olarak çalışıyor. Çeşitli gruplarla proje yarışmalarına katıldı, çok sayıda yarışmada ödül kazandı. Mimarlığın yanı sıra grafik tasarım ve fotoğraf çalışmaları yurtdışında dergi ve kitaplarda yayımlandı. Dijital sanat alanında katıldığı uluslararası yarışmalarda ödüller aldı.

2008 yılından bu yana, kendi geliştirdiği teknikle PET şişeleri dönüştürerek kaseler, takılar, ev aksesuarları yapıyor. Geri dönüşümün değil “ileri dönüşüm”ün asıl cevap olduğunu düşünüyor. Dönüştürme sırasında malzemenin kaybettiği nitelikler yerine emek ve sanatsal değer ekleyerek daha yüksek nitelikte bir ürün elde etmeyi istiyor. Çöpe atılan bu nesnelerden evimizi, hatta kendimizi bezeyeceğimiz güzellikte şeyler, “arzu nesneleri” yaparak “geri dönüşüm”e dikkat çekmeyi, özendirmeyi amaçlıyor.

Ivy League

“Tertium Non Data Latince bir simyacı deyişi, "Üçüncü Veri Yok" demek. İki elementin birleşerek üçüncü yepyeni bir madde oluşturması, örneğin simyacının tenekeden saf altın yaratması esrarengiz bir süreçtir. Dönüşümü mümkün kılan şeyin yani 3. verinin ne olduğu bilinemez. Bu deyişin benim işlerimi anlattığına inanıyorum; çöpe atılan plastik şişeleri mücevhere dönüştürürken 3. veri belki de işçiliktir, belki sanatsal dokunuştur.

Gelecekte plastiğin kayıpsız geri dönüşeceğine, bunun “biçimlerin yaratılışına yön vereceğine”, geridönüşüm, hatta ileridönüşüm değil “karmik telafi”yi sorun edeceğimize, yani daha güzel bir dünyaya inanıyorum.”

Hakan Aktuğ

Hakan Aktuğ, 1986’da Mersin’de doğdu. 2008'de İstanbul Aydın Üniversitesi, Kuyumculuk ve TakıTasarımıProgramından birincilikle, 2012'de Mersin Üniversitesi TakıTeknolojisi ve TasarımıBölümünden ikincilikle mezun oldu. Türkiye'nin en önemli çağdaştakıtasarımcılarının atölyesindeki staj dönemiyle birlikte 2010'da çağdaştakıüretimine başladı. Sektör firmalarındaki deneyimlerinin yanında çeşitli üniversitelerin Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Programında dersler veren ve yurt dışında birçok sergi ve etkinlikte yer alan tasarımcı, geleneksel ve günümüz üretim metotlarını kullanarak sınırlı adetlerde üretim yapmaya devam ediyor.

The Unpredictable

“Poliüretanın köpük hali zamanla genişleyip büyüyor, dönüşüyor ve katılaşıyor. Köpüğün son hali ilk formundan tamamen farklı, önceden tahmin edemediğiniz ve kontrolünüzün dışında bir hal alıyor. Tıpkıhayatınızda öngöremediğiniz, planlayamadığınız durumlar gibi! Koleksiyonum da adınıbu durumdan alıyor. Poliüretanın bu yapısal belirsizliği her parçayı eşsiz ve daha değerli kılıyor.”

Leyla Taranto

İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu Leyla Taranto 2000-2003 yılları arasında Erol takı atölyesinde uygulamalı takı üretimi eğitimi aldı. Bunu takip eden yıllarda İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin, Domus Academy –Milano işbirliğiyle yürüttüğü Tasarım Kültürü ve Yönetimi programını tamamladı. Tasarımlarında, alışılmış olanla farklı olanı bir araya getirmeyi seven Leyla Taranto 2006 yılından bu yana, kendi markası olan toz design için mücevher/takı ve obje tasarlamaktadır.

Geride Kalanlar

Leyla Taranto, Geride Kalanlar ismini verdiği broş ve kolyelerden oluşan koleksiyonuna malzeme olan ahşap parçalarıyla İstanbul’da bir çerçeve yapım atölyesinde karşılaşır. Çerçeve yapımında kullanılan fakat kenara atılmış bu çekici ahşap parçalar, çerçeve yapım aşamasından geriye kalan fazlalıklar, hurdaya çıkmış üretim ‘artık’larıdır.

Yerden topladığı bu ‘atık’ ahşap parçalarına, broş ve kolye olarak kıymetli olabilecekleri beklenmedik yepyeni bir hayat sunan Taranto, parçaların pek çoğunun benzersizliği nedeniyle -tek veya sınırlı sayıda üretebildiği bu koleksiyonu ile, bir zamanlar kenara atılarak değersiz kılınan bu malzemeyi maddesel değerinin ötesine taşıyarak, bizleri ‘değerli’ kavramı üzerine düşünmeye davet ediyor.

Nazan Pak

1963'de Eskişehir'de doğan tasarımcı, 1985’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nden mezun oldu. 1985-1988 arasında Kapalıçarşı'da Levon-Raffi Şadyan atölyesinde metal işleme üzerine çalıştı. 1989'da İstanbul'da Ela Cindoruk ile beraber takı tasarım ve üretim atölyesini kurdu. Eserleri birçok uluslararası sergide ve çeşitli yayınlarda yer alan Nazan Pak yılın mücevher tasarımcısı Elle Stil ödülünü 2012 yılında almış, çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.

Denemeler

"Yaşam ağırlıklı olarak tekrar ve çoğalmanın uyum içinde beraberliğinden oluşuyor. Bunu çok büyüleyici buluyorum.”Elips ve daireyi ana eleman olarak kullanan Nazan Pak, bu formları tekrarlayarak, çeşitleyerek ve eksilterek bir kompozisyon oluşturarak yaşamın kendisini taklit ediyor. Denemeler Nazan Pak’ın yeni mine işlerinden oluşuyor.

Nevin Arığ

1983 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Sanatlar bölümünden mezun olduktan sonra, Belçika’ da tasarım ajanslarında çalıştı. 1995 yılında Brüksel de Institut des Arts et Métiers okulunda mücevher ve gene Belçika’da Instituut voor Kunstambachten van het Gemeenschapsonderwijs Mechelen’de silversmithing eğitimine başladı. 2000 yılından beri kendi atölyesini kurdu ve Avrupa’nın önemli modern takı galerilerinde sergilere katıldı.

Hidden Dream

“Çalışmalarımda kuş bakışı peyzaj fotoğraflarından esinlenerek soyut resimler yaratmaya çalışıyorum. Günlük yaşamın bulanıklıklarından ve saldırganlıklarından uzak, gizli güzellikleri, basit ve saf formları, barış ve sessizliği bulmaya ve göstermeye çalışıyorum. Önceliklerimizi ve esaslarımızı arıyorum. Bir taşın ışıltılarını, renklerin inceliklerini çocuksu bir coşkuyla çalışmak, akıl devreye girmeden ki pervasızlıkları yakalamak peşindeyim. Hayatımızda düşlere daha çok yer vermemiz gerektiğini düşünüyorum, en azından kendimce bu rüyaları somut hale getirmeye çalışıyorum.”

Selen Özus

Selen Özus 1983 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Ardından 3 yıl süreyle Floransa’da Alchimia Contemporary Jewellery School’da mücevher eğitimi aldı. Bu süreçte Peter Bauhuis, Manfred Bischoff ve Ruudt Peters’tan dersler aldı. Kişisel çalışmalarının yanı sıra Burcu Büyükünal ile birlikte kurduğu Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’nde ders vermektedir.

En Yakın

“’En Yakın’ otoportre çalışmalarım; benliğimi görmeye çalıştığım, beraberinde ortaya çıkan çatışmaları ve hesaplaşmaları ifade ettiğim bir sürecin ürünleri…

Süreç gözü kapalı çizimlerle başladı: Kendimi anlatmak için seçtiğim ve ancak yakınlaşıldığında kendini tanıtan beyaz üstüne beyaz yüzlerimle.

Porselen işler, malzemenin saydamlığı ve hassaslığıyla; akışa bırakılmış, değişken birer yansıma olarak ortaya çıktılar.”

Şenay Akın

Şenay Akın, 1976’da doğdu. 1998'da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü'nden mezun oldu. Okul yıllarında takılabilir formlara olan tutkusunu keşfetti ve Kapalı Çarşı'daki mücevher ustalarından dersler aldı. Eğitimini tamamlamak üzere İtalya'ya gitti. Scuola d'Arte e Mestieri di Vicenza, mücevher tasarımı ve gemoloji eğitimi aldı. Alberta Vita atölyesinde Çağdaş Mücevher stajını tamamladı. 2007 yılında “Onlar” isimli ilk kişisel sergisini açtı ve birçok karma sergiye katıldı. Tasarımları, Thames&Hudson Yayınevi'nin “New Rings 500+ Designs” ve "New Earrings 500+ Designs" kitabı başta olmak üzere, çeşitli yayınlarda yer aldı. 2008’de kurduğu atölyesinde üretmeye devam etmektedir.

In There

En büyük sevincim, Plüto'nun Yeraltı krallığında ait olanları gündelik hayatıma katmaktır. Madenlere, ham minerallere, işlenmiş değerli taşlara temas etmek beni küçük bir kız olduğum günlere götürüyor. Sinbad'ın Maceraları'nda tarif edilen o yakutların, zümrüt ve topazların, elmasların gerçek olmasına yeniden şaşırıyorum. Bunlar beni besliyor ve hayatla olan bağımı daha da kuvvetlendiriyor.

Sinem Yıldırım

Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden mezun olduktan sonra 2011 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı'nda eğitim almaya başladı. 2013 yılında İstanbul Moda Akademisi - University of Arts London işbirliği ile yürütülen Ayakkabı ve Aksesuar Tasarımı programına katılmaya hak kazandı. Ulusal ve uluslararası yarışmalardan dereceler aldı. 2017 yılında Athens Jewelry Week AJW Ödülü'ne, 2018 yılında Katalin Spengler Art Collector Ödülü'ne layık görüldü. Sanat ve tasarım alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Kanaviçe

“Kanaviçe işlemeleri Anadolu’da çok önemli bir toplumsal cinsiyet eşitsizliğine işaret etmektedir. Yöreden yöreye değişen Kanaviçe motiflerinde aslında kadınların konuşamadıkları sorunları vardır. Toplumsal baskıya  maruz kalan kadınlar, yüzyıllardır bir ifade biçimi olarak Kanaviçeyi kullanmışlardır. Anlatamadıklarını motiflerle dillendirmiş, her motif farklı bir soruna veya duyguya karşılık gelmiştir. Ben de bir kadın olarak kendi hikayemi güncel kanaviçe yorumumla işledim.”

* 6 Eylül 2018

KARMA - TUTKU NESNELERİ

20 Eylül - 20 Ekim 2018

Öncelikle tasarımcısı için bir tutku nesnesi. Bu KARMA sergide tasarımcılar tutku ile yaklaştıkları, zanaat ile tasarımı birleştiren işlerini sergileyecekler. Sergiye katılan beş tasarımcı farklı malzeme ve tekniklerle çalışıyor; bazen geçmişten, bazen coğrafyadan ya da üretim sürecinden ilham alıyor. Tasarımlar zanaatkarların atölyelerinde hayat buluyor. Bu birliktelik her iki taraf için farklı üretim disiplinleri hakkında devam eden bir eğitime işaret ediyor. Çıkan işler izleyen için de birer tutku nesnesine dönüşmeye hazırlar.

Bu bir araya gelişin, farklı dünyaların, nesnelerin, üretmenin ve hayallerin sinerjisini KARMA bize sunacak.

Buket Hoşcan Bazman, Plus metalden yarattığı geometrik formlar, ahşap, mermer gibi malzemelerle birleştirdiği sehpa tasarımlarında, kullandığı özel renkler ve kendine özgü yalın ifade dili ile dikkat çekiyor.

Rezzan Hasoğlu,cam işlerinde iki farklı yaklaşım izleyeceğiz. İlki, Idyllic Summer Collection’da geleneksel çeşm-i bülbül ve cam üfleme tekniğini zorlayan, yeni bir form dili ve işlev ile sonraki nesillere kültürel miras olarak aktardığı, İstanbullu cam ustaları ile birlikte ürettiği camları. DUO Koleksiyonu’nda ise ikilik fikrinden yola çıkarak oluşturduğu koleksiyon ile karşımıza çıkıyor. İki kişinin üretim sürecinde birlikte çalışması, iki çeşit kumun kullanılması, çift cam ve iki parçanın birleşiminden oluşan ürünlerinde bu ikilikten doğan zıtlıklar ve uyumu gözlemlemeye davet ediyor.

Begüm Cana Özgür, dokuma ve tekstil tasarımına yaklaşımında grafik dil, doku ve kullanıma getirdiği farklı, yenilikçi yaklaşımı ile karşımızda. Haze tasarımında, geleneksel kilim dokuma tekniklerini adapte ettiği ve geliştirdiği grafik anlatımla dokunan kilimleri Anadolu’nun yetiştirdiği zanaatkar kadınlarımızla yaptığı işbirliğinin ürünleri. Flakes’te minik keçe toplarından oluşturduğu, dokunsal ve görsel doku heyecan verici. Lotus yer koltuğu ise iki boyutlu bir halının üç boyuta taşınmasıyla yeni bir işlev kazanıyor.

Bilge Nur Saltık, Unicqa için tasarladığı Dot’ta derinin materyal olarak potansiyeline odaklanırken, Posta serisinde malzemenin en  sade halini yaşam alanlarına dahil ediyor. Ripple Espresso Cup’lar istiflendiğinde dorik kolonlara dönüşürken, Shimmer Mumluklar illüzyonlar yaratıyor.

Ömür Tokgöz, bir sanatçı duyarlılığı ile ürettiği porselenleri ile karşımızda. ‘Utopia-Distopia’ işleri, Italo Calvino’nun ‘Görünmez Kentler’inde ‘Kent, biçimini karşısında durduğu çölden alır’ önermesinden yola çıkan, kendi çektiği, kent içinde insanın konumunu anlamaya çalışan fotoğrafları ile birleştirdiği porselenleri nefes kesiyor.

 

* 9 Mayıs 2018

KOLEKSİYONER: NAZAN PAK & ELA CİNDORUK

Nazan Pak ve Ela Cindoruk’un kişisel mücevher koleksiyonlarından yaptıkları seçki

17 Mayıs 2018

‘Mücevher takan biri değilim, benim için çağdaş mücevher koleksiyonu yapmak resim ve heykel koleksiyonu yapmakla aynı. Topladığım mücevherler üstte taşınabilir sanattır. Mücevher sanatçısı da diğer sanat dallarında olduğu gibi düşüncelerini, duygularını ve tekniğini bu küçük takılabilir heykelciklere yansıtır. Sanat severlerin çoğu bu takılabilir eserlerin farkında değil.

Bu çok renkli, eğlenceli ve derin bir dünyadır. Topladığım her parça benim için özeldir, bir hikayesi vardır. Gördüğüm her farklı malzeme, teknik ve yorum beni heyecanlandırır.

Bu sergiyi ben çağdaş mücevher sanatının özel bir ilgi alanı ve tutkulu bir koleksiyonculuk olduğunu gözler önüne sermek için düzenledim.’

Nazan Pak

 

 ‘"Mücevher" koleksiyonu yapmak için çıkmamıştım yola. Beni heyecanlandıran, fikrinden etkilendiğim, malzemesini ya da formunu ilginç bulduğum, estetik olarak beğendiğim ve gücümün yettiği çağdaş mücevherleri satın alıyorum. Aynı heyecanı çağdaş sanata, heykel, obje ve üç boyutlu nesnelere de duyuyorum. Zaman içinde renk belirleyici oldu, beyaz nesnelere olan ilgim çok ağır bastı, beyaza odaklandıktan sonra elimin gittiği mücevherler de ‘beyaz' olmaya başladı. 

Çağdaş mücevher ve çağdaş sanatın kardeşliğinin anlaşılmasını diliyorum.  Aralarında ölçek farkı dışında en önemli fark, mücevherin bir beden üzerinde dolaşımı. Bu dolaşım özelliği ile insanlarla olan etkileşimi de kendiliğinden oluyor… Geleneksel, artık bulunamayan işçilik ve özen ile yapılmış antika mücevherleri de severek, imkanım oldukça toplamaya çalışıyorum. Geleneksel bakış açısıyla üretilmiş mücevherlerin geçmişe dönük hikayeleri insanı meraklandırırken, çağdaş mücevherin gerek ifade gerek malzeme ve yeni tekniklerle birleşimi de bu sefer geleceğe yönelik hayaller kurduruyor.’

Ela Cindoruk

Sergi yaz ayları boyunca ECNP Galeri'de gezilebilir.

 

* 6 Mart 2018

NATURALİST, KAŞİF, TASARIMCI

Doğadan ilham alınan ve tasarımcı Humboldt’un anısına saygı duruşu niteliği taşıyan karma sergi 

15 Mart – 14 Nisan 2018

Sergide, doğadan ilham alan ve kullandıkları malzemelerin özelliklerini deneylerle sınayan uluslararası tasarımcıların işleri yer alıyor. Cam ve seramiği, cam üfleme sürecinde bir araya getirme yöntemlerini ve statik tabaklardaki hareketi araştıran, standart slip-döküme alternatif arayan, kumun farklı görsel ve dokusal özelliklerini inceleyen, kile bir simyacı gözüyle yaklaşan işler sergileniyor.

Doğa her zaman bilim insanlarına, sanatçılara, yazarlara ve birçok macerapereste ilham kaynağı olmuştur. Doğanın bize öğreteceği ve bizim keşfetmemizi bekleyen sonsuz yaratımı vardır. Bu sergi, doğa bilimci Alexander Von Humboldt’un; keşif, ölçüm, gözlem ve doğayı anlamasından referans almıştır. Doğanın oluşumları, örüntüleri ve çalışmaları olan tasarımları içermektedir. Bir bilim adamı ve naturalist olan Humboldt, keşiflerini diğer disiplinler arası insanlarla ve toplumla paylaşacak kadar da cömert davranmıştır. Bu fikirden yola çıkan tasarımcılar; Humboldt’un fikirlerine, prototiplerine ve keşiflerine paralel olarak, üretim tekniklerini ve araştırmalarını da içeren kullanılabilir tasarım objelerle 15 Mart - 14 Nisan 2018'de ECNP Galeri’de.

Küratör: Rezzan Hasoğlu

‘Katılımcılara karar verirken onların deneyselliği, ilham aldıkları doğal temalar ve çok yönlü projelere yaklaşım biçimleri üzerine karar verdik. Genç, dinamik ve alışılagelmişin dışında çalışan sanatçılarımız daha önce bir çok uluslararası sergilerde bulunmuş olup, çalışmalarını ilk defa İstanbul’da ECNP Galeri’de sergileyeceklerdir. ‘Naturalist, Kaşif, Tasarımcı’ sergisinde amacımız diğer sanatseverlere az bilinen ve yenilikçi çalışmaları sunmak ve Humboldt’un yaptığı gibi öğrenilen deneyimleri paylaşmak olacaktır.’

Tasarımcılar: Ekin Kayış (Helsinki), Lina Saleh (Cidde), Studio Ayaskan (Londra), Made by Manos (Londra), Menderes Güneş (İstanbul), Rezzan Hasoğlu (Londra)

Alexander Von Humboldt Hakkında:

Humboldt bir doğa bilimci, aynı zamanda amansız bir meceracıydı. 1859 yılında 89 yaşındayken hayata gözlerini yummadan önce, tüm yaşamını bilinen bütün bilim dallarını öğrenmek ve doğanın çalışma metodunun ardındaki sırlarını aydınlatmak için harcadı, bilginin görsel aktarımına dair yeni metotlar geliştirdi.

 

* 11 Ocak 2018

ECNP GALERİ’DE YILIN İLK SERGİSİ, FARKLI MALZEMELERLE HAYAT BULAN TASARIM BIÇAKLAR…

1 Şubat - 3 Mart 2018

 

ECNP Galeri, neredeyse her ay bir tasarımcıya ev sahipliği yapıyor.  Bu ayın konuğu ise; KROP markasının yaratıcısı Sinan Tansal ve el yapımı tasarım bıçakları

1 Şubat’ta başlayacak olan sergide; sap ve çeliğinin elle işlendiği, her birinin farklı tasarımlara sahip olduğu fonksiyonel bıçakların, aslında ilkel bir alet sayılan bir bıçaktan çok daha fazlası olduğuna şahit olacaksınız.

Kullanılmış malzemelerin yeniden biçimlendirilerek farklı amaçlar için değerlendirildiği ve dünyada up-cycle olarak tanımlanan geri dönüşüm felsefesini benimseyen Tansal’ın tasarımları, bu nedenle de büyük ilgi görüyor. Tasarımcı, ömrünü tamamlamış malzemelere, orijinal işlevlerini ve hikayelerini de katıp, bambaşka bir alanda yeni bir değer olarak hayat veriyor.

Sapların ergonomisi ve malzemesinin yanı sıra; dünya şeflerinin ilgisini çeken çelik kalitesi ve keskin yapısı ile ulaşılabilir, kişiye özel tasarımlar olması da markayı farklı kılıyor. Sinan Tansal, bıçağın aslında hayatımızda nasıl yer kapladığına ve önemine de vurgu yapıyor.

Sinan Tansal Hakkında:

Mavi Sakal grubu müzisyenlerinden, film sektörüne yaptığı protez dişleri ile tanınan diş hekimi Sinan Tansal’ın çocukluğundan gelen bıçak merakı, onu önce sap tasarımı, sonra çakı ve nihayetinde dünyaca tanınan bıçak tasımlarına kadar getirdi. Farklı materyaller, geri dönüştürdüğü malzemeler ile yaptığı saplara, kendi işlediği çelik bıçakları ekleyen Tansal; 2014 yılında başladığı uğraşını üçüncü bir meslek olarak devam ettiriyor. 

ECNP Galeri Hakkında:

Ela Cindoruk ve Nazan Pak’ın 25 yıllık dostluğu ve ortaklığının meyvesi olan ECNP markası, tasarım mücevherler ve objeler ile uluslararası alanda pek çok ödül almış ve dünya çapında haklı bir gurura sahip olmuştur. Nişantaşı’nda yer alan mağaza, aynı zamanda tasarım ve üretim atölyesi ve Türkiye’nin ilk ve tek tasarıma adanmış galerisi olarak öne çıkıyor.

Tasarım dünyasında pek çok ilke imza atan Ela Cindoruk ve Nazan Pak’ın sahibi olduğu ECNP Galeri’de  “İşleyen Demir: Bıçak”  sergisinin yanı sıra; Cindoruk ve Pak markasına ait mücevher koleksiyonları ve ev objelerini yakından görebilirsiniz.

 

 

* 30 Kasım 2017

KOZMİK DİSKO - Ela Cindoruk
Bilinç Akışı Mücevherleri

7 – 31 Aralık 2017

'Bu sergideki işlerim, zaman içinde aklıma gelip taslak aşamasında kalmış, bir türlü üzerinde istediğim gibi yoğunlaşmaya vakit bulamadığım farklı fikirlerin bir araya gelmesinden oluşuyor. Değişik zamanlarda, başka bakış açıları ile, farklı teknik, malzeme ve yaklaşımların sonuçları.
 
Karalama’, düşünürken kağıda karaladığım desenlerin uyarlanması. Aynı çizerken yaptığım gibi bilinç akışıyla metale form ve hacim verip, kesip, biçip boyayarak, belki de bir sanatçı ifadesi ile oluştular.
 
Lucy’ ise, “Yaz” (2015) koleksiyonunu hazırlarken orkideleri asmak için tasarladığım zincir modüllerinin potansiyelini fark etmem ile ortaya çıktı. Sonsuz çeşitlilikte üreyebilecek bu zincir tasarımından ortaya çıkan koleksiyonda aklıma gelenlerin sadece küçük bir kesitini gerçekleştirebildim.
 
Diğer işler de sürpriz olsun. Serginin adı Kozmik Disko, çünkü her telden işim bir arada dans ediyor.'

Sergi 7 – 31 Aralık tarihleri arasında ECNP Galeri’de gezilebilir.
 

*25 Ekim 2017

'Collectible Design' ECNP Galeri'de açılıyor

9 Kasım - 2 Aralık 2017

Son 10 yılda Türk kadın tasarımcılar tarafından tasarlanmış objeler

Küratör: Gökhan Karakuş

Melike Altınışık

Buket Hoşcan Bazman

Ela Cindoruk

Mevce Çıracı

Gözde Kavalcı Eren

Nilüfer Kozikoğlu

Sema Topaloğlu

Özlem Yalım

 

Tasarım objeleri günlük hayatımıza yeni malzeme, şekil ve teknikleri getirdiği için oldukça önemli. Yatırım aracı olarak düşünüldüğünde ise, bu tasarım objelerinin yaratıcılığı, özgünlüğü, nadir bulunmaları ve tarihsel değerleri, el işçiliğinin kalitesi ile birlikte kilit unsurlar olarak öne çıkıyor. Seramik, mermer ve bronz gibi Türkiye’de çokça bulunan malzemeler tasarım objeleri için oldukça önemli. Fakat tasarım objeleri ile ilgilenebilmek için insanların Türkiye’de olmayan, tasarımın önemine ilişkin kültürel ve tarihsel farkındalığa sahip olmaları gerekiyor. İşte bu yüzden, Türkiye’nin ilk “Collectible Design” sergisini oluşturduk.  

“Collectible Design” sergisine Türkiye’nin tasarım kültürüne katkıda bulunan fakat başarıları henüz dünya çapında bilinmeyen tasarımcıların objelerini dahil etmeye çalıştık. Ayrıca bu sergide gösterilen birçok tasarım objesi İstanbul’da çalışan zanaatkarlarca üretildi: bu yüzden şehrin üretici odaklı kültürünü yansıtıyorlar.  

Ama serginin en önemli özelliği tasarımcıların hepsinin kadın olması. Türkiye’de ancak son 20 yılda kadın tasarımcılar ön plana çıkabildi. Kendi markalarının ve objelerin tasarımıyla birlikte, üretimi ve satışı da kendileri yaptığı için bu imkanları kendileri yarattılar. Ela Cindoruk, Sema Topaloğlu, Nilüfer Kozikoğlu ve Özlem Yalım gibi bu önemli gelişmelerin önde gelen isimlerinin “collectible” olarak nitelendirebileceğimiz objelerini bu sergide görebiliriz. Bazen kendi elleriyle zanaat üretimi içinde bulanan tasarımcılar büyük uğraşlarla aynı zamanda bu objelerin tanıtım ve satışını da üstlendiler.

Ayrıca onlardan sonra, gelen yeni nesil tasarımcıları Türkiye’de tasarım ve üretim dinamiklerine farklı bir yaklaşım getirdikleri için sergiliyoruz. Melike Altınışık, Gözde Kavalcı Eren, Mevce Çıracı ve Buket Hoşcan Bazman çalıştıkları tasarım ofisleri içinde teknik ve tasarımı birleştirerek zanaat ve dijital fabrikasyonu kullanarak yeni nesil tasarım objelerinin üretim süreçlerini üstlendiler. Sergide bir önceki nesilde zanaate verilen önemi bu tasarımcıların objelerinde de görebiliyoruz. 20 – 30 yıl sonra her iki neslin tasarımları içerisinde bulunduğumuz dönem ve kültürün özelliklerini yansıtan değerli parçalar olarak nitelendirilecek.

Sergi Açılış: 9 Kasım 2017

 

*22 Mayıs 2017

'Hassas Denge - Delicate Balance' ECNP Galeri'de açılıyor

25 Mayıs - 17 Haziran 2017

Tekstil tasarımcısı Dilek Aksu, narin ipek böceği kozaları üzerinden doğanın hassas dengesini, ışık-gölge, kontrast, uyum, renk ve form kavramlarını irdelediği çalışmalarını ECNP Galeri’de 25 Mayıs - 17 Haziran 2017’de sergiliyor. 

‘İzmir’in Birgi ilçesinde 1999 yılından beri geleneksel dokuma tekniğini bir adım öteye götürerek modern ve çağdaş yorumla kumaş üretmekteyim. Çözgüde tamamıyla ipek iplik kullanıp atkıda da ipek, keten ağırlıklı doğal elyaflı iplikleri tercih ediyorum. Ürettiğim bu kumaşları özel boyama ve bitirme teknikleri ile özgün hale getiriyorum.

Hassas Denge’deki tasarımlarımda ışık-gölge, kontrast-uyum, renk ve form kavramlarını ipek böceği kozaları üzerinden irdelemeye çalıştım. Tasarımlarımın yaratım sürecinin her aşamasında bizzat bulundum. Bu süreçte tezgahın çözgü kısmını tuval gibi kullandım. Bu sergiye özel olarak geliştirdiğim bir teknikle farklı malzemeleri bu yüzeylerle birleştirdim. Doğadan aldığım ilham ile bazılarını anlık bazılarının ise zamana yayılmış dışa vurumlar olarak yorumlamaya çalıştım. Sadelik, renklerin uyumu ve dinginlik çalışmalarımı en iyi anlatan sözcüklerdir diye düşünüyorum.

Evrende her şey denge üzerine kurulu ve doğanın mükemmel bir düzeni var. Bu denge hayatı mümkün kılar, işlerime yansıttığım süslemecilikten uzak bir zarafet ve denge arayışı doğanın karmaşık şiirselliğinin benim gözümde alçak gönüllü bir bakışla yorumlanmasıdır.’ 

Hakkında: Dilek Aksu 1968 yılında İstanbul ‘da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Restorasyon bölümünden sonra Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Görüntüleri Dekor ve Kostüm bölümünü bitirdi. Çeşitli tekstil firmalarında tasarımcı olarak çalıştıktan sonra 1999 yılında kendi markası Bobbin’i kurdu. Bobbin’i kurarken geleneksel yöntemi bir adım öteye götürerek modern ve çağdaş yorumla kumaşlar üretmeyi hedefledi. Hammaddesi ağırlıklı olarak ipek olan kumaşları özel boyama bitirme teknikleri ile özgün hale getiriyor.

2001 ve 2002’de Mental Klinik 1-2. İstanbul, 2003’te Christian Milliger Textile Portland, Oregon, 2004’te Musée d’Art Moderne Grand Duc Jean Luxemburg ve 2009’da Tasarım Türk, Ark Kültür, İstanbul karma ve kişisel sergilerinde işlerini sergiledi.

Sergi açılış                              25 Mayıs Perşembe 18:00-20:00

Tasarımcı Buluşması             10 Haziran 11:00-19:00

 

 

*20 Mart 2017


'Sensation - Perception' ECNP Galeri'de açılıyor

30 Mart - 22 Nisan 2017

Tasarımcı Begüm Cana Özgür’ün OPTICALS kilim serisinin ilk sergisi ECNP Galeri'de.
 
‘Tasarım ürünlerinin mekanik fonksiyonlarından öte sosyal, duygusal  ve deneyimsel boyutlarıyla ilgileniyorum. Sensation-Perception sergisi, bu yaklaşım ile tasarladığım, görsel ifadesi güçlü, öznel bir deneyim sunan dokuma tasarımlarından oluşuyor.
 
İlk defa sergilenen OPTICALS serisi bir tasarım ürünü olarak kilim ve kullanıcısı arasında oluşabilecek diyaloğa değinen deneysel bir çalışma. Op-art akımından ilham alan kilimler üzerinde hareket ve derinlik hissi yaratıyor.  İzleyicinin algısıyla aktif hale gelerek, yarattığı hareket ve derinlik hissiyle her karşılaşmayı fiziksel bir deneyime dönüştürüyor.

Kilimlere olan ilgim üretim sürecinin içine girmem ile şekillendi. Tezgahın başına geçtiğimde, bu alanda üzerinde çalışabileceğim büyük bir potansiyel olduğunu keşfettim.  

Var olan, yerel dokuma teknikleriyle oynuyor, kendi çözümlerimi sunuyorum. Teknikte yaptığım bu yorumlama ile, kilimlerde geleneksel olan figüratif anlatımın ötesine geçen daha başka görsel etkiler yaratabiliyorum.

Bunun için atölyemde birebir malzemelerle çalışarak numuneler çıkartıyorum. Başka bir deyişle ellerimle düşünüyorum. Daha sonra bu numuneleri Anadolu’nun köylerindeki usta dokuyucularla birebir çalışarak özgün ürünlere dönüştürüyoruz.

Böylelikle tasarım, sanat ve zanaat birleşmiş oluyor. Aynı zamanda tasarım pratiği hem üretim süreciyle, hem ortaya çıkan son ürün ile, insan hayatına dokunan, bir kültürün devamlılığını sağlayan, bilgi birikimini güncel tutan bir rol de üstlenmiş oluyor. Form ve işlev tartışmasının ötesinde tasarımın sosyal ve ekonomik olarak da yaratabileceği söylemler ortaya çıkıyor. Tasarımcı olarak çalışmalarımız ile sadece güzel tasarlanmış ürünler değil, güzel tasarlanmış üretim ve tüketim süreçleri de yaratabiliriz. Ben de çalışmalarımın dahil olduğu süreçler vasıtasıyla bu sorumluluğa ortak oluyor, çağdaş tasarımın yerel zanaat kültüründe ifade bulmasına aracılık ediyorum.’

Hakkında:

1989 Ankara doğumlu tasarımcı Begüm Cana Özgür, Bilkent Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre tasarımı bölümü mezuniyetinin ardından Cranbrook Sanat Akademisi’nde 3 boyutlu tasarım üzerine yüksek lisansını tamamladı. Burada edindiği deneysel tasarım anlayışını atölye pratiğinde devam ettirmek üzere 2014 yılında İstanbul’da atölyesini kurdu. Dokuma tasarımları üzerine odaklanan son çalışmaları ile, Anadolu’nun geleneksel dokuma kültürünü çağdaş bir tasarım anlayışıyla yeniden yorumlayan Kirkit Istanbul markasını yarattı.

Sergi 30 Mart 2017 saat 18:00’dan itibaren ECNP Galeri’de gezilebilir.

 

*16 Şubat 2017

DAY Studio 'Volumes & Voids' sergisi ile ECNP Galeri'de...

23 Şubat - 18 Mart 2017

ECNP GaleriDAY Studio’nun, limitli sayıda ürettiği sehpa ve masa üzeri aksesuarlardan oluşan koleksiyonu ‘Volumes & Voids’23 Şubat – 18 Mart 2017 tarihleri arasında sergileyecek.
 
DAY Studio tarafından üretilen aksesuar ve mobilya koleksiyonu ilk defa ECNP Galeri’de gösterilecek. İlk olarak limitli ürettikleri sehpa ve masa üzeri aksesuarlarından oluşan koleksiyon DAY Studio’nun İstanbul ve İstanbul’daki zanaat kültürüne yansımada bulundukları AVLU projesinin pratik bir devamı niteliğinde. ‘Volumes & Voids’ sergisi DAY Studio’nun şehirdeki form ve oluşumları, esnaf tezgahlarını, sokak satıcılarını, binaları ve çarpıklıkları kavram ve form olarak yorumlaması sonucu ortaya çıkan fonksiyonel ürünlerden oluşuyor.

Hakkında:

DAY Studio, Doğanberk Demir ve Yeşim Eröktem'in İsviçre'deki tasarım okulu ECAL'den mezuniyetlerinden sonra 2015 yılında kurulmuştur. DAY mobilya, aydınlatma, ev aksesuarları, tekstil tasarımı yanı sıra endüstriyel tasarım ve ambalaj tasarımı alanlarında çalışmaktadır. Yeşim ve Doğanberk evrensel tasarım anlayışını, kültürel kimlikleri ile birleştirip özgün ve fonksiyonel tasarımlar geliştirmektedir.
 
DAY, Frette, Flormar ve Haabitat gibi yerel ve uluslararası firmalar ile işbirliklerinin yanı sıra kendi ürün ve mobilya koleksiyonları da bulunmaktadır. DAY Studio’nun alt markası olan AVLU yerel üretim teknikleri ve İstanbul’daki zengin zanaat kültürüne odaklanmıştır. DAY Studio’nun işleri Wallpaper* Handmade, Salone del Mobile, Downtown Design Dubai ve Istanbul Design Week sergilerinde gösterilmiş ve Wallpaper*, SightUnseen, XOXO ve Elle Decoration gibi dergilerde yer almıştır.


Sergiyi izlemek üzere 23 Şubat 2017 saat 18:00'dan itibaren ECNP Galeri'ye bekliyoruz. 

 

* 6 Şubat 2017

Gülnur Özdağlar / Bir Başka Dünyadan... ECNP Galeri'de

6 Şubat - 16 Şubat 2017

Gülnur Özdağlar'ın yeni koleksiyonu Bir Başka Dünyadan...'ı görmek üzere 6 Şubat Pazartesi, 15:00'dan itibaren bekliyoruz.

 

* 18 Kasım 2016

Ana Hagopian Kağıt Mücevherleri

8 - 31 Aralık 2016

'Kağıtla oynuyorum, hacimler ve formlar yaratmak için kağıdı kesiyorum ve yapıştırıyorum. İlham kaynağım doğa ve doğanın sonsuz yaratımları, sınırsız renkleri, şaşırtıcı dokuları. Kağıt kısa ömürlü olduğu için çelişkilerle dolu, kışkırtıcı ve alçakgönüllü. Malzeme olarak kağıdı kullanmanın köklerinde fikrin, içgüdünün, düşüncenin ve bireyin değerini teslim eden ‘arte povera’ felsefesi yatıyor. İşlerimi yaratırken, bilinçsizce ilkel teması, çocukluğun bitip tükenmez merakını, sıradan ve gündelik olanı yeni ve muhteşem bir şeye dönüştüren sihirli hayale ulaşmaya çalışıyorum. Yaşadığım süreç sezgisel, ellerimle malzemeyle temasa geçiyorum, malzeme de beni nihai forma yönlendiriyor.'

Hakkında
Buenos Aires Üniversitesi İç Tasarım bölümünden 1980 yılında Güzel Sanatlar bölümünden 1981’de mezun oldu. 1982’de İspanya’ya taşındı ve Asya ve Güney Amerika’da çeşitli ülkelere seyahat etmeye başladı. 1994 yılında bu seyahatlerde edindiği deneyimlerin bir ürünü olan, ilk kağıt mücevher koleksiyonlarını yaratmaya başladı.

Ana Hagopian'ın Kağıt Mücevherler sergisini 8 Aralık, 18:00'den itibaren ECNP Galeri’de gezebilirsiniz.

 

 

* 20 Ekim 2016

Contemporary Istanbul Design'a Katılıyoruz

3 - 6 Kasım 2016

3 - 6 Kasım'da gerçekleşecek Contemporary Istanbul'da bu yıl ilk defa sanat ve tasarım galerileri bir araya gelecek. Biz de ECNP Galeri olarak Yılmaz Aysan, Ela Cindoruk, İpek Kotan, Gülnur Özdağlar, Selen Özus, Nazan Pak, Bilge Nur Saltık ve Ömür Tokgöz'ün işleriyle orada olacağız.


İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı (ICEC)
B1-137

Ziyaret saatleri:

3 Kasım 2016, Perşembe  11:00 - 20:00
4 Kasım 2016, Cuma       11:00 - 21:00
5 Kasım 2016, Cumartesi  11:00 - 20:00

6 Kasım 2016, Pazar        11:00 - 19:00  


Project Design by Arçelik standında da Ela Cindoruk ve Nazan Pak'ın işlerini bulabilirsiniz.

 Tasarımcılar hakkında:

Yılmaz Aysan

1970'de Ankara Fen Lisesi ve 1976'da ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden mezun olan ve 1980'de aynı fakültede master tezini tamamlayan Aysan, çalışmalarını İstanbul'da sürdüren bir sanatçı, grafik tasarımcı ve araştırmacıdır.  

1983’de İstanbul Sanat Bayramı kapsamında düzenlenen 'Sanatta Yeni Eğilimler' yarışmasında “Yalnızım” isimli yapıtıyla Bronz Madalya aldı. İlk kişisel sergisini, 1985 yılında Ankara Siyah Beyaz Sanat Galerisi'nde açtı. 1988-1997 yılları arasında, İstanbul'da sanatçı arkadaşlarıyla "Koridor Gönderi Yapıt”ları hazırladı. 1990'da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde “Seni Çok Seven” adıyla kişisel bir sergi gerçekleştirdi. Daha önce İstanbul Sanat Fuarı 1994 ve Art Istanbul 2004 de eserleri sergilenen sanatçı, kişisel sergilerin yanı sıra pek çok karma sergiye de katıldı. 2016’da İstanbul 44A Sanat Galerisinde “Eskizler” adlı tel heykel sergisini gerçekleştirdi.

 

Ela Cindoruk

1963’te Ankara’da doğdu. 1984’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden mezun oldu. 1988’de New York Parsons School of Design’da metal biçimlendirme ve takı tasarımı eğitimini tamamladı. 1999-2005 arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde, 2000-2013 arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde tasarım kültürü ve yönetimi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptı.

Cindoruk 1988-1989 yıllarında İstanbul’da Urart için mücevher tasarımcısı olarak çalıştı. 1989’da kendi atölyesinde takı tasarlamaya ve üretmeye başladı. 1993’te Nazan Pak ile birlikte İstanbul’da ‘elacindoruknazanpak’ takı atölyesi ve galerisini kurdu. 1999’da Nazan Pak ve Yılmaz Aysan ile birlikte İstanbul Borusan Sanat Galerisi’nde ‘Ruh ve Beden İçin Çoğaltmalar’ başlıklı takı sergisinin küratörlüğünü üstlendi.

Eserleri, Milano - Wallpaper Global Edit 2006, Saint Étienne - Biennale Internationale Design 2006 ve Viyana V&V Galerie’deki “Orna-Mental, Schmuckkunst aus Istanbul” 2007, 2011'de "Deep Surface: Contemporary Ornament and Pattern", Contemporary Art Museum, Raleigh, North Carolina, A.B.D., 2012'de İstanbul Tasarım Bienali kapsamında Dhoku, Kapalıçarşı'da "Notasyonlar: Bir kilim kayıtları sergisi" gibi birçok karma ve kişisel sergide yer aldı. 

2012 yılında uluslararası Red Dot Tasarım Onur ödülünü ve aynı yıl mücevher tasarımcısı Elle Stil ödülünü alan Ela Cindoruk çalışmalarına İstanbul'da devam etmektedir.

 

İpek Kotan

1977 İstanbul doğumlu İpek Kotan, 2000’de Boston’da bulunan Emerson College’ın Medya Sanatları bölümünden mezun oldu. Yedi sene boyunca çeşitli girişimci projelerin yanı sıra kurumsal işlerde çalıştıktan sonra 30 yaşında içinde gitgide artan yaratıcı dürtüye daha fazla karşı gelmemeye karar vererek 2007’de sanat ve tasarım okumak için yeniden üniversiteye döndü. 

İlk önce Amerika’da bulunan Rhode Island School of Design’da temel sanat eğitimi alan Kotan, daha sonra İngiltere’de Staffordshire Üniversitesi’nde seramik yüksek lisansını tamamladı. Eğitiminin sonunda önce Avusturya’da ve İsviçre’de çalışan Kotan, 2016 yılında çalışmalarını European Ceramic Work Centre’da devam ettirmek üzere Hollanda’ya taşındı. 

Kotan’ın 2017 Şubat ayına kadar çalışmaya devam edeceği seramik rezidansında daha önce bulunan sanatçılar arasında Anish Kapoor, Antony Gormley, Marcel Wonders ve Hella Jongerius gibi sanatçı ve tasarımcılar yer alıyor.

Almanya’da Dresden ve Landshut Müzeleri’nde, Hollanda’da Boijmans Müzesi’nde ve Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Koleksiyonu’nda işleri bulunan Türk sanatçının ayrıca Avrupa ve Amerika’da bir çok özel koleksiyonda eserleri bulunmaktadır.

 

Gülnur Özdağlar

Gülnur Özdağlar ODTÜ’de mimarlık okudu, mezun olduğu 1986 yılından bu yana mimar olarak çalışıyor. Çeşitli gruplarla proje yarışmalarına katıldı, çok sayıda yarışmada ödül kazandı.  Mimarlığın yanı sıra grafik tasarım ve fotoğraf çalışmaları yurtdışında dergi ve kitaplarda yayımlandı. Dijital sanat alanında katıldığı uluslararası yarışmalarda ödüller aldı.

“TemaYokTema” grubuyla 2000-2004 yıllarında 5 karma sergi, “FormatD” grubuyla projeksiyon sunuşları yaptı ve birkaç da kişisel sergi açtı. 

2008 yılından bu yana PET şişeleri dönüştürerek kaseler, takılar, ev aksesuarları yapıyor. PET şişeleri toplayıp, kesip, ısıtıp, eritip, delip, yeniden biçimlendiriyor. Geri dönüşümün değil “ileri dönüşüm”ün asıl cevap olduğunu düşünüyor. Dönüştürme sırasında malzemenin kaybettiği nitelikler yerine emek ve sanatsal değer ekleyerek daha yüksek nitelikte bir ürün amaçlıyor.

Çöpe atılan bu nesnelerden evimizi, hatta kendimizi bezeyeceğimiz güzellikte şeyler yaparak “geri dönüşüm”e dikkat çekmeyi, özendirmeyi amaçlıyor. Bu şekilde dönüşüm sorunsalına kendi kişisel cevabını veriyor.

Gelecekte beşikten mezara değil tekrar beşiğe kayıpsız dönecek yeni bir plastik madde olacağına, bunun “biçimlerin yaratılışına yön vereceğine”, geri dönüşüm, hatta ileridönüşümle değil “karmik telafi” ile uğraşılacağına, yani daha güzel bir dünyaya inanıyor.

 

Selen Özus

1983 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Ardından 3 yıl süreyle Floransa’da Alchimia Contemporary Jewellery School’da mücevher eğitimi aldı. Bu süreçte Peter Bauhuis, Manfred Bischoff ve Ruudt Peters’dan dersler aldı. Ulusal ve uluslararası çeşitli sergilere katılan Selen Özus İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır. Kişisel çalışmalarının yanı sıra Burcu Büyükünal ile birlikte kurduğu Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’nde ders vermektedir.

'Dış dünyada karşılaşılan değerli güzellik ve çirkinliklerle başlıyor her şey: İnsanlar, insan olmak, ışıklar, mekanlar, renkler, ilişkiler, anılar, doğa, detaylar. Herkesin ve her şeyin yarattığı duygular, bende üretme ihtiyacı uyandırıyor. Aslında her şey ufak ufak baktıkça detaylarıyla şekilleniyor. Benim gayem, kendi güvenli alanıma çekilerek tüm gördüklerimi hislerimle somutlaştırmak… Beyin ile kalbin birleşimini yansıtmak. Üretim aşamasında, çizimler, objeye, objeler sanatsal takılara dönüşüyor. İçimdeki güçlü duygular dengelenirken, fazlalıklar ürüne geçiyor.'

 

Nazan Pak

1963'te Eskişehir'de doğan tasarımcı, 1985’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nden mezun oldu. 1985-1988 arasında Kapalıçarşı'da Levon-Raffi Şadyan atölyesinde metal işleme üzerine çalıştı. 1999-2009 arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.

1989'da İstanbul'da Ela Cindoruk ile beraber takı tasarım ve üretim atölyesini kurdu ve tek veya sınırlı sayıda çoğaltılmış özgün tasarımlarını üretmeye başladı.

İlk kişisel sergisini, 1991'de İstanbul Ayşe Takı Galerisi'nde açan sanatçı, daha sonra bir çok kez, Ankara Siyah Beyaz Sanat Galerisi Özel Şeyler'de, Viyana da “V und V” mücevher galerisinde, Regensburg’da “Brigitte Berndt Schmuck”’da kişisel sergiler açtı ve grup sergilerine katıldı. 1999 yılında Borusan Kültür ve Sanat Merkezi için “Ruh ve Beden için Çoğaltmalar-Sanatçı ve Tasarımcı Mücevherleri” sergisini Yılmaz Aysan ve Ela Cindoruk ile birlikte gerçekleştirdi. 2003-2004’te Masstricht’teki “Valuable Links - Jewels from the OSCE Countries" sergisine davet edildi.

İTÜ Altın ve Gümüş Arı özel ödüllerini Ela Cindoruk ile tasarlayan Nazan Pak 2012’de yılın mücevher tasarımcısı Elle Stil ödülünü aldı.

 

Bilge Nur Saltık

Bilge Nur Saltık, 1988 yılında İstanbul’da doğdu. Yeditepe Üniversitesi’nden Endüstri Ürünleri Tasarımı ve Grafik Tasarımı olarak çift ana daldan mezun oldu. Bir süre İstanbul’da çalıştıktan sonra yüksek lisans eğitimi gerçekleştirmek üzere Londra’ya taşındı. Royal College of Art Tasarım Ürünleri bölümünde yüksek lisansını tamamlayan tasarımcı 2013 yılında kendi tasarım stüdyosunu açtı. Türkiye’de ve yurtdışında sayısız sergi ve fuara katılan tasarımcı, 2014 yılında Share.Food serisi ile New Design Britain yarışmasını kazanmıştır. Saltık, kendi koleksiyonları dışında bir çok mecraya tasarım ve enstalasyonlar gerçekleştirmektedir. Eş zamanda Form&Seek adlı kolektifin kurucusu olan tasarımcı, kolektif ile beraber yurtdışında birçok sergiye imza atmıştır.

 

Ömür Tokgöz

Ömür Tokgöz 1988 yılında Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 2003’e kadar tekstil mühendisi olarak çalıştı. Aynı yıl M. Tüzüm Kızılcan seramik stüdyosunda seramik çalışmaya başladı. 2006’da kendi stüdyosunu kurdu. O zamandan beri porselen üzerine deneysel çalışmalarına devam ediyor.

Ödüller

  • 2004, VIII Rotary Altın Testi Seramik Yarışması, Özel Ödül, Türkiye
  • 2006, IX Rotary Altın Testi Seramik Yarışması, Özel Ödül, Türkiye
  • 2010, 3. Uluslararası Seramik Dergisi Editörleri Konferansı, Gelecek Vadeden Sanatçılar Sergisi, FuLe Ödülü, Çin
  • 2011, 3. Uluslararası Silikat Sanatları Trienali 'Jüri Mansiyonu’ ve ‘International Ceramic Studio Özel Ödülü', Macaristan
  • 2014, 4. Uluslararası Silikat Sanatları Trienali, İkincilik Ödülü, Macaristan
  • 2015, 59th Faenza Ödülü, Prize of the Lions Club Faenza Host, Italya
  • 2015, Cluj Uluslararası Seramik Bienali, Mansiyon Ödülü, Romanya
  • 2016, 8. Nassuische Sparkkase Seramik Yetenek Ödülü (The Vessel in Ceramic and Porcelain) Almanya
  • 2016, Latviya Uluslararası Seramik Bienali, Mansiyon Ödülü, Latviya

Arçelik 'Cycles' sergisi

Arçelik, Contemporary İstanbul ile yaptığı işbirliği sayesinde geri dönüşümü sanatla bu- luşturuyor ve ‘Cycles’ sergisini hayata geçiriyor. Bu sergiyle Arçelik’in geri dönüşüm tesislerinden elde edilen malzemeler Türkiye’nin önde gelen sanatçıları ve tasarımcıları tarafından fonksiyonel sanat eserleri ve koleksiyon objele- rine dönüşüyor. ‘Cycles’ sergisinde; Seçkin Pirim, Sema Topaloğlu ve Ela Cindoruk & Nazan Pak, bu geri dönüştürülmüş materyallere ustalıkla yeni bir “hayat” (form) kazandırıyor. Fonksiyonel sanat, benzersiz ya da sınırlı sayıda üretim üzerine yoğunlaşan global bir trend. Sanatçılara daha kişisel işler yaratma şansı vererek tasarım ve sanat dünyaları arasında bir köprü oluşturuyor.
Son yıllarda dünyanın önde gelen pek çok sanat fuarı bünyelerine koleksiyon nesnesi olarak tasarıma adanmış bölümler ekliyor. Arçelik “Cycles” sergisi ile geri dönüştürülmüş malzemelerden koleksiyon nesnesi olarak tasarım örnekleri yaratarak fonksiyonel sanat alanında önemli bir adım atıyor. Arçelik, bu sergi ile geri dönüşüm konusunda farkındalık sağlarken, aynı zamanda tasarım konusundaki uzmanlığına da dikkat çekiyor.
‘Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın’ vizyonuna sahip Arçelik, kaynakların verimliliğine odaklanarak ‘sürdürülebilirlik’ yaklaşımını tüm süreç ve faaliyetlerine entegre ediyor. Bu amaçla, Türkiye’nin en büyük geri dönüşüm hareketini başlatan Arçelik, beyaz eşya üreticisi olup kendi geri dönüşüm tesisini kuran ilk ve tek şirket oldu.

 

* 10 Ekim 2016

Demirden Design 'Büyülü Gerçeklik' ile ECNP Galeri'de

27 Ekim – 19 Kasım 2016

“Büyülü Gerçeklik” üzerine yoğunlaşan Demirden Design 2016 sergisi tasarımın “işlev ile form” arasındaki gerçekçi formülasyonunu bir üst gerçeklikte tekrar kurguluyor. Hayata bir başka noktadan tutunmamıza olanak sağlıyor ve esin kaynağı doğayı samimi bir peyzaj kurgusuyla izleyiciyle buluşturuyor.
 
Doğa ve insan ilişkisini tasarım perspektifiyle ele alan enstalasyon, konstrüksiyonu roman; formu şiir bir konsept oluşturuyor. Devrimci ve modern bir pencereyi açıyor. İlhamı aldığı yere içten bir şekilde sözü devrediyor ve izleyicileri adeta bir görsel dinletiye davet ediyor.

Hakkında: Demirden Design

1994’ten beri mekan tasarımı, grafik tasarım, ürün ve ambalaj tasarımı gibi farklı alanlarda uzmanlaşmış tasarımcıların oluşturduğu ekip ve multidisipliner yaklaşımları ile her projeye özel, bütüncül çözümler sunuyor. Bugüne kadar aralarında birçok Red Dot, 2 iF Gold ve Design Management Europe ödülleri de bulunan 19 uluslararası ödüle layık görülen Demirden Design aynı zamanda uluslararası tasarım dünyasında büyük ses getiren ‘‘ilio’’ masaüstü ürünler markasının da yaratıcısı. 
 
Demirden Design'ın Büyülü Gerçeklik sergisini 27 Ekim – 19 Kasım 2016 tarihleri arasında ECNP Galeri’de gezebilirsiniz.

 

* 21 June 2016

Sezgin Akan Koleksiyonu - 1996'dan Bugüne Yeni Mücevher Deneyimi

16 Haziran - 30 Temmuz 2016

20 yılda edindiği çağdaş mücevherlerle hatırı sayılır bir birikimi olan Sezgin Akan’ın koleksiyonundan bir seçkiyi sunuyoruz.

‘Geriye dönüp baktığımda üniversitede aldığım endüstriyel tasarım eğitiminin mücevhere olan ilgimi malzeme ve teknik odaklı hale getirdiğini görüyorum.
 
Parçalar biriktikçe ortak özelliklerinin çoğunlukla endüstriyel tasarımcılar tarafından gündelik/değersiz malzeme kullanılarak tasarlanmış olmaları olduğunu fark ettim. Beni farklı tasarımlarda görmeye alıştığımız malzeme ve tekniklerin mücevherde denenmesi ve bu yolla geleneksel mücevherdeki ‘değerli’ kavramının sorgulanması etkiliyordu. Değerli madenler ve taşlar yerine alışılmamış malzeme ve tekniklerle tasarlanan yeni mücevherde, tasarım fikri, takanın kimliği/duruşu, taktığı ile verdiği mesaj ön plana geçiyordu.
 
20 yılda 70 farklı tasarımcının 100’e yaklaşan sayıda işini biriktirdim. Topladığım her bir parçanın ayrı bir anısı var ve asıl ‘değerli’nin bu anılar olduğunu hissediyorum.’ Sezgin AKAN
 
Bu sergide Sezgin Akan’ın koleksiyonundan bir seçkinin yanında Akan’ın uzun çalışmalar sonucunda geliştirdiği cam boncuk kaplama tekniği ile yaptığı tasarımlar ve keçe işlerden örnekler bulacaksınız.

Hakkında: Sezgin Akan

Sezgin Akan 1964 yılında Ankara’da doğdu. Tabeetha School, Tel Aviv ve Kadıköy Anadolu Lisesi, İstanbul’daki eğitiminden sonra ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümde 4 yıl araştırma görevlisi ve Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı.

1989 yılında kurulan Studio Tasarım şirketinin kurucularındandır. Bu güne kadar 40’ın üzerinde yerli ve yabancı firma için ofis, banka, restoran, mağaza projesinin iç mekan tasarımını gerçekleştirmiş, Studio Tasarım şirketinin ofis mobilyaları programını tasarlamıştır. Halen Avrupa Birliği ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekli ANMOGEB projesinde ‘’Senior Design Expert’ olarak görev yapmaktadır.

Sezgin profesyonel programının yanında ‘mücevher tasarımı’ da yapmaktadır. Cam boncuk ve keçe kullanarak yaptığı tasarımları İstanbul, Ankara, Londra ve Amsterdam’da solo ve karma sergilerde ve galerilerde sergilendi.
2004 yılından bu yana ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde ‘new jewellery’ ve ‘digital jewellery’ derslerini vermektedir.

ETMK (Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu) kurucularındandır ve tasarım yarışmalarında jüri üyeliği yapmaktadır.

Sergiyi 16 Haziran – 30 Temmuz 2016 tarihleri arasında ECNP Galeri’de gezebilirsiniz.

* 23 March 2016

Alev'in Kilimleri ECNP Galeri'de

7 Nisan - 30 Nisan 2016 

Seramik sanatının önemli isimlerinden Alev Ebüzziya, “yalın,‘design’ olmayan, özenli ve herkes için...” sözleriyle tanımladığı kilimlerini, 7-30 Nisan tarihleri arasında ECNP Galeri'de  sanatseverlerle buluşacak.

Aradığı kilimi bulmak gayesiyle 2 yıl önce dhoku’yu ziyaret eden Alev Ebüzziya, burada kendini, kişiye özel kilimini tasarlarken buldu. Paris’teki evine döner dönmez büyük bir keyifle kilim tasarımları çizmeye başladı. Organik, saf ve en doğal haliyle kullanılan yünlerin, bazı özel tonlar haricinde tamamen bitkisel bazlı boyalarla renklendirildiği kilimler, tasarımı geleneksel üretim süreciyle buluşturdu.

‘İki yıl önce, ihtiyacım olan bir kilim bulmak niyeti ile Kapalıçarşı’da dhoku’nn dükkanına girmiştim. Özel olarak yapılan bir kilim dokutma imkanı olup olmadığını sorduğumda olumlu cevap aldım. Kağıt, kalem, makas, metre ve renk örnekleri rica edip oturdum yere, bir taraftan da çayları yudumlayarak istediğim kilimi hemen orada tasarladım! İnanılmaz bir lükstü!!!

Başka kilimler de tasarlamayı düşünür müsünüz? sorusu ile karşılaşınca cevabım Hem de memnuniyetle! oldu.

Karşımda heyecan dolu, deneyime açık, atölyelerinde yıllardır başarılı işler üreten sorumlu bir firma vardı. Paris’e döner dönmez işi gücü bırakıp büyük bir keyifle kilim tasarımları çizmeye başladım. İstediğim, her yerde kullanılabilecek, design olmayan, basit, keseye uygun kilimler üretilebilmesi idi.

 

Hakkında: Alev Ebüzziya

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde 1956-1958 yılları arasında heykel eğitimi aldı ve Füreya Seramik Atölyesi’nde çalışmalar yaptı. 1958-1960 yıllarında Almanya’daki “Höhr-Grenzhausen” seramik fabrikalarında çalıştı. 1961-1964 arasında, İstanbul’daki Eczacıbaşı Seramik Fabrikası’nın sanat atölyesinde çalıştı. 1963’ten 1968’e kadar Danimarka’daki Kopenhag Kraliyet Porselen Fabrikası’nda sanatçı ve tasarımcı konumuyla çalışmalar gerçekleştirdi. 1969’da Kopenhag’da kurduğu atölyesini 1988’de Paris’e taşıyarak oraya yerleşti. 1975-1990 yıllarında Almanya’da Rosenthal ve 1984-2000 arasında Danimarka’da Royal Copenhagen için tasarımlar yaptı. 20. yüzyılın en önemli seramik sanatçıları arasında yer alan Alev Ebüzziya, halen dünyanın birçok ünlü firması için tasarım yapıyor.

7 Nisan - 30 Nisan 2016 tarihleri arası açık olacak sergi Pazar hariç her gün gezilebilir.

 

 

* 19 February 2016

Yan Yana

Burcu Büyükünal ve Selen Özus'un 'Yan Yana' sergisi ECNP Galeri'de


3 Mart - 26 Mart 2016 


'Yan Yana', 2007 yılından beri aynı hayali ve nihayet 2011 yılından beri Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’ni paylaşan Burcu ve Selen'in son işlerinin sergilendiği, yanyana açılmış iki solo serginin birleşimidir. 'Yan Yana', uzun bir çalışma süreci, üretme tutkusu ve ihtiyacının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda sergi mekansal olduğu kadar kalbi birliğin de meyvesidir. 2012 yılında Hasbelkader sergisi ile ilk “birlikte” sergilerini açan ikilinin bu ikinci sergisinde Burcu Büyükünal 'Olsun' ve Selen Özus 'En Yakın' adlı işlerini sergiliyor.
 
Olsun, Burcu Büyükünal
Olsun. Varolsun, yokolsun, gitsin, gelsin, kalsın, görünsün, gizlensin, parçalansın, bölünsün, toparlansın, birleşsin, hatırlansın, unutulsun, çıksın, girsin, kaybolsun, bulunsun, çirkinleşsin, güzelleşsin…

'Olsun, Orsay Müzesi’nde gördüğüm Ölü Habil (Abel Mort, Emile Feugère des Fort) heykelinin detaylarında kayboluşumla başlayan, kendini bu detaylarla var eden ve hayatın doğal ve mecburi akışıyla yön değiştiren bir iştir. Kurmaca ama gerçektir.'


En Yakın, Selen Özus
En Yakın otoportre çalışmalarım; benliğimi görmeye çalıştığım, beraberinde ortaya çıkan çatışmaları ve hesaplaşmaları ifade ettiğim bir sürecin ürünleri…Süreç gözü kapalı çizimlerle başladı: Kendimi anlatmak için seçtiğim ve ancak yakınlaşıldığında kendini tanıtan beyaz üstüne beyaz yüzlerimle. Porselen işler, malzemenin saydamlığı ve hassaslığıyla; akışa bırakılmış, değişken birer yansıma olarak ortaya çıktılar.
 
3 Mart - 26 Mart 2016 tarihleri arası açık olacak sergi Pazar hariç her gün gezilebilir.

 

Hakkında: Burcu Büyükünal

Burcu Büyükünal 2003 yılında İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl Ela Cindoruk ve Nazan Pak’ın mücevher atölyesinde çalışmaya başladı. 2009 yılında, Fulbright bursu ile gittiği State University of New York at New Paltz Metal Bölümü’nde güzel sanatlar yüksek lisansını tamamladı.
2011 yılında Selen Özus’la Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’ni kuran Burcu Büyükünal Maden’de ve Plato Meslek Yüksek Okulu’nda dersler veriyor.

'İşlerim arasında ürün tasarımları ile işlevsel olan veya olmayan, sınıflandıramadığım, sanatsal ve keyfi üretimler mevcut. Ağırlıklı üretim alanım olan çağdaş mücevher benim için bu iki akraba disiplin arasında gidip geliyor, zaman zaman bunlardan birine daha yakın duruyor. Bu işlerde kimi zaman bir tekniği, kimi zaman bir malzemeyi, kimi zamansa ilham aldığım çeşitli görsel verileri yorumluyor, aralarında bakış açımı gözle görünür kılan bağlantılar kuruyorum. İşlerimle sık sorulmayan sorular sormayı ve bu sorulara alternatif cevaplar bulmayı istiyorum. Üretim sürecimde alışkanlıklarıma bağlı kalmayı sevsem de üzerinde çalıştığım konularda değişken olmayı besleyici ve heyecan verici buluyorum. Bana göre yaratmak ve yapmak çocuksu bir bağımlılık. Bu nedenle atölyem oturma odamın ta kendisi.'

Hakkında: Selen Özus

Selen Özus 1983 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Ardından 3 yıl süreyle Floransa’da Alchimia Contemporary Jewellery School’da mücevher eğitimi aldı. Bu süreçte Peter Bauhuis, Manfred Bischoff ve Ruudt Peters’dan dersler aldı. Ulusal ve uluslararası çeşitli sergilere katılan Selen Özus İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır. Kişisel çalışmalarının yanı sıra Burcu Büyükünal ile birlikte kurduğu Maden Çağdaş Mücevher Atölyesi’nde ders vermektedir.

'Dış dünyada karşılaşılan değerli güzellik ve çirkinliklerle başlıyor her şey: İnsanlar, insan olmak, ışıklar, mekanlar, renkler, ilişkiler, anılar, doğa, detaylar. Herkesin ve her şeyin yarattığı duygular, bende üretme ihtiyacı uyandırıyor. Aslında her şey ufak ufak baktıkça detaylarıyla şekilleniyor. Benim gayem, kendi güvenli alanıma çekilerek tüm gördüklerimi hislerimle somutlaştırmak… Beyin ile kalbin birleşimini yansıtmak. Üretim aşamasında, çizimler, objeye, objeler sanatsal takılara dönüşüyor. İçimdeki güçlü duygular dengelenirken, fazlalıklar ürüne geçiyor.'

 

* 6 January 2016

 

Denemeler

Nazan Pak ‘Denemeler’iyle yeni mine işlerini sergiliyor. 

Nazan Pak çok eski bir mücevher tekniği olan mine ağırlıklı son işlerini 'takılabilir kompozisyonlar' olarak tanımlıyor.  

"Yaşam ağırlıklı olarak tekrar ve çoğalmanın uyum içinde beraberliğinden oluşuyor. Bunu çok büyüleyici buluyorum.” Elips ve daireyi ana eleman  olarak kullanan Nazan Pak, bu formları tekrarlayarak, çeşitleyerek ve eksilterek bir kompozisyon oluşturarak yaşamın kendisini taklit ediyor.  

ECNP Galeri’deki ilk kişisel sergisinde Nazan, mineyi geleneksel metotların yanında yenilikçi ‘deneme’lerle uyguladığı işlerini sunacak. Sergi izleyicilere renkleri ve sıra dışı dokularıyla hoş duygular uyandıran farklı bir mine tecrübesi yaşatacak. 14 Ocak 2016 - 14 Şubat 2016 tarihleri arası açık olacak sergi pazar hariç her gün gezilebilir.

 

Hakkında:

1963'de Eskişehir'de doğan tasarımcı, 1985’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nden mezun oldu. Kapalıçarşı'da Levon-Raffi Şadyan atölyesinde metal işleme üzerine çalıştı.

1999-2009 arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1989'da İstanbul'da Ela Cindoruk ile beraber takı tasarım ve üretim atölyesini kurdu ve tek ve sınırlı sayıda çoğaltılmış özgün tasarımlarını üretmeye başladı.

İşleri küre, yarım küre ve dairelerin ağırlıklı olduğu geometrik şekillerin çeşitli biçimlerde birleştirip tekrarlanmasından oluşur. İçbükey ve dışbükey formların yarattığı göz yanılsamaları işlerinde sıkça karşımıza çıkar.

Nazan Pak çok sayıda ulusal ve uluslararası sergiye katılmış, işleri farklı ülkelerde galeri ve kitaplarda yer bulmuştur.

 

* 9 Aralık 2015

Tertiumnondata

Geri dönüşümün değil “ileri dönüşüm”ün asıl cevap olduğunu düşünen Gülnur Özdağlar PET şişelerden yaptığı işlerle ECNP Galeri’de.

Gülnur Özdağlar, işlerinde dönüştürme sırasında malzemenin kaybettiği nitelikler yerine emek ve sanatsal değer ekleyerek daha yüksek nitelikte bir ürün yaratmayı amaçlıyor. Gelecekte kullanıldıktan sonra eski niteliğine kayıpsız dönecek yeni bir plastik madde olacağına, bunun “biçimlerin yaratılışına yön vereceğine”, geri dönüşüm, hatta ileri dönüşümle değil “karmik telafi” ile uğraşılacağına, yani daha güzel bir dünyaya inanıyor.

Tertiumnondata’daki işler çöpe atılacak nesnelerden yapılabilen çeşitli üründen oluşuyor. ECNP Galeri’de sergilenecek kaseler, aydınlatma elemanları, çantalar, sanat objeleri ve takılardan oluşan seçki tek malzeme ile bu çeşitlilikte ürün elde edilmesine şaşırtırken, “yoktan var” edilmiş bu nesnelerin ulaştığı işçilik ve artistik kalite ile büyüleyecek. 17 Aralık 2015 - 2 Ocak 2016 tarihleri arası açık olacak sergi pazar hariç her gün gezilebilir.

Hakkında:

Gülnur Özdağlar ODTÜ’de mimarlık okudu, mezun olduğu 1986 yılından başlayarak 20 yıl mimar olarak çalıştı. Çeşitli gruplarla proje yarışmalarına katıldı, çok sayıda yarışmada ödül kazandı.  Mimarlığın yanı sıra grafik tasarım ve fotoğraf çalışmaları da uluslararası yayınlarda yer aldı ve yarışmalarda ödüller aldı.

2008 yılından bu yana PET şişeleri dönüştürerek kaseler, takılar, ev aksesuarları yapıyor.  PET şişeleri toplayıp, kesip, ısıtıp, eritip, delip, yeniden biçimlendiriyor. Şişelerle yaptıkları Türkiye’de ve yurtdışında sergilendi, kitaplarda ve dergilerde yayımlandı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden davetler alarak atölye çalışmaları yaptı, müze etkinliklerine katıldı. Cape Verde Adaları’nda yerel sanatçılara PET şişelerden takı yapmayı öğretti, ülke çapında destek gören bir sanatsal oluşuma kaynaklık etti. Türkiye’de de çeşitli sivil toplum örgütleriyle, kadın dernekleriyle benzer bir çalışmayı yürütüyor.

Tertium non data:
Latince ‘Üçüncü Veri Yok' anlamına gelen bir simyacı deyişi. Bir elementten diğerine dönüşüm esrarengiz bir süreçtir, bu dönüşümü etkileyen şeyin yani üçüncü verinin ne olduğu bilinemez anlamında kullanılıyor.

* 21 Ekim 2015

'Minimum - Maximum' ECNP Galeri'de.

ECNP Galeri'de sezonun ilk sergisinde genç ve yaratıcı tasarımcı Bilge Nur Saltık'ı ağırlıyor.

‘OP-jects’ serisi ve bu seri etrafında gelişen ürünlerden bir seçkiye yer vereceğimiz 'Minimum-Maximum' sergisini açılışını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.

Objelerin arkasındaki hikayelerine inanan Bilge Nur Saltık'ın, optik illüzyonlara olan düşkünlüğü sonucunda ortaya çıkan ‘OP-jects’ serisi ve bu seri etrafında gelişen ürünlerin bazılarına yer vereceğimiz sergide bir çiçekten bir demet yaratmayı amaçladığı vazoları ‘OP-vase’, geçtiğimiz günlerde Londra Tasarım Haftası’nda beğeniye sunduğu aynaları ‘Jaluzi’ ve ışık kırılmaları ile görsel yanılsamalar yarattığı aydınlatma duvar aydınlatması ‘OP-light' sergide yer alacak. Sergi 6 Kasım - 5 Aralık 2015 tarihleri arasında ECNP Galeri'de görülebilir.

Hakkında: 

Bilge Nur Saltık, 1988 yılında Istanbul’da doğdu. Yeditepe Üniversitesi’nden Endüstri Ürünleri Tasarımı ve Grafik Tasarımı olarak çift anadaldan mezun oldu. Bir süre İstanbul’da çalıştıktan sonra yüksek lisans eğitimi gerçekleştirmek üzere Londra’ya taşındı. Royal College of Art Tasarım Ürünleri bölümünde yüksek lisansını tamamlayan tasarımcı 2013 yılında kendi tasarım stüdyosunu açtı. Yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi, müze ve platformda işleri sergilendi. Nur, kendi koleksiyonları dışında bir çok mecraya tasarım ve enstelasyonlar gerçekleştirmektedir. Eş zamanda Form&Seek adlı kolektifin kurucusu olan tasarımcı, kolektif ile beraber yurtdışında birçok sergiye imza atmıştır.

 

* 6 Nisan 2015

"Porselen Peyzajlar" ECNP Galeri'de. 

ECNP Galeri, tasarım odaklı sergilerine Yasha Butler, Tulya Madra ve Sahir Erdinç, Müzz ve Ömür Tokgöz'ün “Porselen Peyzajlar"ıyla devam ediyor.

'Peyzaj' kavramından yola çıkan sanatçı/tasarımcılar kendi özel teknik ve dillerini kullanarak porselen nesneler tasarladılar ve ürettiler. Kendi başlarına var olabilen bu nesneler, bir araya geldiklerinde ise birer "manzara" oluşturuyorlar.

Yasha Butler'ın karşıtların hassas dengesini yansıttığı "Lithic" isimli kapları; Tulya Madra ve Sahir Erdinç'in Ege adalarını yemek takımı olarak birlikte yorumladıkları "Adalar"ı; Ömür Tokgöz'ün yuvarlak taban üzerindeki kararsız duruşları ile kozayı andıran yuvarlak formları, “Yığılmalar”, Erin Türkoğlu ve Melodi Bozkurt'un (Müzz) yaşadığımız gezegenin küçük ve narin bir parçası olduğumuzu hatırlatmak ve kutupların erimesinin önemini vurgulamak için yarattıkları “Görmedim, Duymadım, Söylemedim” isimli vazoları; 9 Nisan 2015 Perşembe günü 18:00’den 30 Mayıs Cumartesi gününe kadar ECNP Galeri'de görülebilir.

 

* 20 Mart 2015

Ela Cindoruk, "Yaz" koleksiyonuyla ECNP Galeri'de.

Kurumuş orkideler sanatçının elinde yeniden hayat buluyor...

Ela Cindoruk, "Yaz" koleksiyonundaki işlerin ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: "Orkideleri seviyorum. Çiçek açtıkları zaman başka güzel oluyorlar, solmaya başladıklarında başka güzel. Dalının üzerinde kendiliğinden kuruyan, dökülen çiçeklerin aldıkları formları o kadar sevdim ki, onları oldukları gibi bıraktım. Sonra bu kurumuş orkideleri gümüşe dönüştürdüm ve renklendirdim"

İkinci hayatlarını yaşayan orkideler, yaz günlerini çağrıştıran tasarımları ve renkleriyle; kolyeler, küpeler ve broşlar olarak, 20 Mart 2015 Cuma 18:00'den başlayarak ECNP Galeri'de görülebilir.

 

* 4 Aralık 2014

 

13 Aralık 2014 Cumartesi, saat: 15:00 - 19:00

ECNP Galeri'nin ilk sergisi açılıyor

Fikir Dökümü

Sanat ve tasarımın sınırında buluşan 12 usta yaratıcı, şu anki fikirlerini, bakınca keyif vermek dışında bir fonksiyonu olmayan estetik nesnelere dönüştürdüler. Eserlerin, 6 bin yıllık bronz döküm yöntemiyle üretilmiş olması da, endüstriyel üretim çağında, geleneksel el sanatının yükselen değerinin altını çiziyor. Çağdaş mücevher tasarımının öncüleri Ela Cindoruk ve Nazan Pak'ın Teşvikiye'deki yeni atölye ve tasarım galerisi, ECNP Galeri'nin bu ilk sergisi, 13 Aralık 2014 Cumartesi gününden itibaren görülebilecek.

Küratör Erdem Akan sergiyle ilgili şunları söylüyor: "Tasarım coğrafyasının başkentinde, nerdeyse yüzyıldır, "fonksiyon" olduğunu ve sakinlerinden işe yarayan nesneler beklendiğini biliyoruz. Oysa benim için merkezde olmaktan çok sınırlarda dolaşmak her zaman daha heyecan verici olmuştur. Bu sergideki işler de benimle bu heyecanı paylaşan değerli tasarımcıların, disiplinin sınırlarında buldukları nesneler. Kendi fikirlerinin bronza dökülmüş halleri. Bakma isteği uyandıran ve bakınca da keyif vermek dışında bir fonksiyonu olmayan estetik nesneler."

Katılımcılar, (Alfabetik sırayla) Erdem Akan, Sezgin Aksu, Ayşe Birsel, Ela Cindoruk, Erdal Duman, Atilla Kuzu, Eray Makal, Günnur Özsoy, Nazan Pak, Seçkin Pirim, Aziz Sarıyer ve Emir Uras tarafından masa üstünde sergilenmek üzere tasarlanan objeler, bronz ustası Fevzi Köz tarafından 10 edisyon ile sınırlı sayıda dökülerek hazırlandı.

 

* 12 Kasım 2014

 

22 Kasım 2014 Cumartesi, saat: 15:00 - 19:00

Ela Cindoruk ve Nazan Pak'ın yeni atölye-galerisi ECNP Galeri açılıyor.

Çağdaş mücevherin Türkiye’deki öncü isimleri Ela Cindoruk ve Nazan Pak, tasarımlarını, bundan böyle yine Nişantaşı’nda, farklı bir sokakta, Ahmet Fetgari’de yer alan yeni konsept mağazalarında sergileyecekler.

 

20 yılı aşkın süredir ‘Az çoktur’ felsefesini yansıttıkları mücevherlerini Nişantaşı Atiye Sokak’ta sergileyen Ela Cindoruk ve Nazan Pak, adres değiştirdi. Üretim atölyesi ile galeri bölümünü aynı çatı altında birleştiren ikilinin tasarımları bundan böyle Teşvikiye, Ahmet Fetgari Sokak, No:56-A'da yer alan ECNP Galeri'de sergilenecek. Sergileme elemanları tasarımcı arkadaşları Sezgin Akan tarafından gerçekleştirilen galerinin geniş ve ferah sergileme alanlarında 20 yıllık birikimi görmek, açık atölyede tasarımcıların mücevher yapımlarını izlemek de mümkün.

 

ECNP Galeri, izleyicilere sadece çağdaş tasarım mücevherler değil, ayrıca özgün tasarım ev aksesuarları ve objeleri de sunmakta. Tasarım dünyasına yeni bir buluşma alanı olmayı hedefleyen galeri, mücevherin yanısıra, farklı konularda tasarım sergilerine de yer verecek.

 

Hakkında:

Endüstri ürünleri tasarımı alanındaki eğitimleri ardından elle çalışmayı ve üretmeyi tercih etmeleri sebebiyle mücevher tasarımına yönelen Ela Cindoruk ve Nazan Pak, 1989 yılında atölyelerini açmış, 1993 yılında da, kendi tasarım ve koleksiyonlarını sergilemek üzere Elacindoruknazanpak Mücevher Galerisi’ni kurmuşlardır.

 

2012 Red Dot Tasarım ödülü alan, 2013 Elle Stil Ödülleri’nde de yılın mücevher tasarımcısı seçilen, aynı zamanda özel koleksiyon tasarımları ve tasarım danışmanlığı da yapan ikilinin mücevherlerini İstanbul’da Raffles Istanbul, De Padova Showroom ve IKSV Tasarım mağazaları, İstanbul Modern ile Ankara’da Siyah-Beyaz Sanat Galerisi’nde; Türkiye dışında ise ABD, Avusturya, Almanya, Fransa ve İtalya'da çağdaş mücevher galerilerinde ve müze mağazalarında bulabilirsiniz.

Liquid error (layout/theme line 273): Could not find asset snippets/currencies.liquid