News

Beach Upcycling'in yaratıkları ile iki hafta geçirdik. :) May 07 2019, 0 Comments

 

Ocak ayı başında, instagram'daki yeni hesabında, her biri birbirinden eğlenceli ve esprili görünen işlerini paylaşan Tarık Bayazıt'la bağlantıya geçtik. Yılın bir bölümünü deniz kenarında geçirdiğini bilmemize rağmen o hayatın bu şekilde vücut bulacağını tahmin edememiştik. Bu kadar keyifli işler çıkacağını ve böyle üretken bir süreç olacağını ise hiç öngörememiştik. 

İşleri elimize alınca da yüzümüze yayılan gülümsemeyi görmek gerekiyordu. Her birini ya kasklı bir askere, kurbağa Kermit'e, matadora, ya da beyaz bir köpeğe ve daha nice canlıya benzetmeye başladık. Neredeyse dili olsa konuşacak gibi geldi bir çoğu. Havuz ve yelkenli hayalleri kurduk bazıları ile.

Sonuçta çok hızlı bir organizasyonla Tarık Bayazıt'ı 100'e yakın işi ile ağırladık. Ziyaretçiler de bizim duygularımızı paylaştılar ve herkesin kendini iyi, rahat ve keyifli hissettiği bir sergi süreci yaşadık.

Tarık'ın ağzından işlerin ortaya çıkış hikayesi:

'İki senedir yazların uzun bir bölümünü deniz kenarında, neredeyse bir plajın üstünde geçiriyorum. Deniz ve rüzgarın sürtünme yoluyla doğal olarak şekillendirdiği taş, inşaat artıkları ve diğer insan yapımı objeleri çok heyecan verici buluyorum. Bunların hiç bir zaman tam olarak öğrenemeyeceğim tarihçeleri, hikayeleri bana yeni hikayeler yazma, hayaller kurma fırsatları tanıyor.

Ayrıca atık denilebilecek malzemelerin yeniden hayat bulmaları, günlük hayata - hiç tahayyül bile edilemeyecek şekilde, üstelik başrolde - tekrar giriş yapmalarından büyük zevk alıyorum. Farklı malzemelerin, çöpçatanlığını üstlendiğim, doğal yolla olamayacak buluşmaları, ortaya çıkan yeni estetik ve şekillenmeler ilgimi çekiyor. Geri dönüşümün bir adım ötesi, eski fonksiyonlarından farklı, daha fazla duygulara hitap eden konuşlanmaları nedeniyle yaptığım işe “Beach Upcycling” ismini uygun buldum.

Hangi malzeme, seçme şansı olsa, hangi malzemeyle yan yana durmak, onunla birleşmek, bütünleşmek isterdi düşüncesiyle yola çıkıyorum. Neredeyse hiç bir zaman birinci taş seçimi öncesinde tematik bir seçimim olmuyor. Nereye beni sürüklerlerse, hatta nereye savrulmak isterlerse artık...

Birleştirme yöntemleri malzemenin cinsi, birbirleriyle dokusal uyumu, rengi, boyutu ve şekli gibi etkenlerle değişim gösteriyor.

Malzemeye temizlemek dışında neredeyse hiç müdahale etmiyorum. Nadiren ömrünü uzatma amaçlı veya korumaya yönelik çok ufak dokunuşlar oluyor.'

 


'KARMA Tutku Nesneleri' izleyici ile buluşmaya hazır September 07 2018, 0 Comments

 

Uzun bir yaz arasından sonra şehre döndük ve ilk sergimize hazırlanıyoruz. 

Öncelikle tasarımcısı için bir tutku nesnesi. Bu KARMA sergide tasarımcılar tutku ile yaklaştıkları, zanaat ile tasarımı birleştiren işlerini sergileyecekler. Sergiye katılan beş tasarımcı farklı malzeme ve tekniklerle çalışıyor; bazen geçmişten, bazen coğrafyadan ya da üretim sürecinden ilham alıyor. Tasarımlar zanaatkarların atölyelerinde hayat buluyor. Bu birliktelik her iki taraf için farklı üretim disiplinleri hakkında devam eden bir eğitime işaret ediyor. Çıkan işler izleyen için de birer tutku nesnesine dönüşmeye hazırlar.

Bu bir araya gelişin, farklı dünyaların, nesnelerin, üretmenin ve hayallerin sinerjisini KARMA bize sunacak.

Buket Hoşcan Bazman

Plus

Plus yan sehpa, geometrik formu ve kendine özgü renkleri ile dinamik iç mekan kompozisyonları yaratmak için tasarlandı.

Gövdesi ve üst yüzeyinin bir kısmı boyalı metalden oluşurken, diğer kısım ahşap, cam, mermer gibi malzemeler ile kişiselleştirilebilir.

Rezzan Hasoğlu

Idyllic Summer: Filigrana ve incalmo teknikleriyle üfleme cam

Osmanlı İmparatorluğu’nun 3. Selim döneminde (18.yy civarı) Venediklilerin geliştirdiği filigree cam tekniğini adapte etmiş ve tipik mavi-beyaz haliyle Çeşm-i Bülbül cam tekniği olarak uyarlamıştır. Çeşm-i bülbül camları Osmanlı döneminde hediyelik olarak ve sofralarda kullanılmıştır. Idyllic Summer Collection bu geleneksel cam üfleme tekniğini yeni bir form dili ve işlev ile sonraki nesillere kültürel miras olarak aktarmaktadır.

Bütün parçalar İstanbul’daki cam ustaları tarafından elde üretilmiştir.

DUO: Doğal kumlarla birleştirilmiş üfleme cam

Bu yıl içerisinde yapılan DUO Koleksiyonu ikilik fikrinden yola çıkarak oluşmuştu. İki kişinin üretim sürecinde birlikte çalışması, iki çeşit kumun kullanılması, çift cam ve iki parçanın birleşiminden oluşan ürünler yer almaktadır.

Sand to Glass serisinin devamı olan koleksiyonumuz, kumları projenin parçası olmak isteyen katılımcılarımız sayesinde gelişmeye devam etmektedir.  Delikli Koy, Dubai çölü, Costa Rica, Miami, Alaçatı ve Cunda kumları kullanılmıştır.

Begüm Cana Özgür

Haze: El dokuması kilim, yün

HAZE kilimleri, renkler arasında yarattığı etkileşim ile kilim yüzeyinde transparanlık-opaklık illüzyonları yaratıyor. Geleneksel kilim dokuma tekniklerini adapte ederek geliştirilen bu grafik anlatım, Anadolu'nun yetiştirdiği zanaatkar kadınlarımızın ellerinden çıkıyor.

Flakes: Tekstil tasarımı, yün

FLAKES, minik keçe topların ipe dizilerek bir araya getirilmesiyle oluşturulan, dokunsallığı güçlü bir battaniye tasarımı. Özel bir ustalık gerektirmeden, mümkün olduğunca fazla kadını üretim sürecine dahil etmeyi amaçlayan bir ürün olarak ortaya çıkıyor.

Lotus: Yer koltuğu, yün ve viskon karışımı

Göçebe Türk kültüründe halıların üstelendiği mekânsal fonksiyonlardan ilham alan LOTUS, 2 boyutlu bir halının 3. boyuta taşınmasıyla, bir yer koltuğuna dönüşüyor. Form referansını ise içe dönük bir yoga pozu olan Lotus oturuşundan alarak, konvansiyonel oturma pozisyonlarının ötesinde, kendi mekanını tanımlayan, esnek bir dinlenme alanı öneriyor.

Bilge Nur Saltık

Shimmer Mumluk

Shimmer Mumluk Bilge Nur Saltık tarafından yakamozdan ilham alarak tasarlandı. Üç kat camın birbirine pirinç vidalarla sıkıştırılmasından oluşan Shimmer’ın her bir katmanı farklı yöne verev desenlerle elde işleniyor. El yapımı desenlerden yansıyan ışık shimmer mumluğun gövdesinde illüzyonlar oluşturuyor.

Ripple Espresso Cups

Ripple kahve fincanları Bilge Nur Saltık tarafından eski Yunan dorik kolonlarından ilham alınarak tasarlandı. Ripple fincanlar 3D baskı yöntemiyle basıldı ve seramik kalıpları oluşturuldu. Yatay ve dikey desenlerden oluşan Ripple fincanlar üst üste istiflendiğinde mini kolonlar oluşturuyor.

Dot

Bilge Nur Saltık tarafından Uniqka markası için tasarlanan Dot serisi derinin materyal olarak potansiyeline odaklanıyor. Materyal olarak geçirgen olmayan, fakat dış etkilerden devamlı etkilenen ve değişen deriyi camla destekleyerek hazneye dönüştüren Dot serisi geometrik desenlerle içinde sakladıklarına gözlem delikleri açıyor. Geometrik desenlerle deriye geçirgenlik sağlayan tasarım bir nevi malzemeye yeni bir özellik ekliyor.

Natürel haliyle kullanılan deri elde atılan dikişlerle birleştiriliyor ve varla yok arası strüktürel camla bir araya geliyor. İki ebatta sunulan Dot serisi vazodan kalemliğe ve mumluğa çok amaçlı bir hazne.

Posta

Posta serisi Bilge Nur Saltık tarafından Uniqka markası için tasarlandı. Posta, levha olarak gelen deri materyalini sade ve elegant, üç boyutlu saklama ünitesine dönüştürüyor. Materyalin gücünü ve dayanıklılığını kullanan Posta’da, özel kesim deri üç noktadan zarf gibi katlanarak pirinç detaylarla birleştiriliyor. İki boyutuyla dergilikten kalemliğe birçok işlev üstlenen Posta, yaşam alanlarınıza uyum sağlamak için tasarlandı.

Ömür Tokgöz

‘Utopia-distopia’: Porselen

İnsan ve ürettiği nesneler bütünü olarak kent.

İnsan ve insanın ürettiği nesneler bütünü olarak kent; önce özgürlük sonra bağımlılık ardından da güvensizliğe dönüşen bir mekan olarak hayatımızın merkezinde duruyor.

Son 10 yıldır insan-nesne-mekan bütünü olarak kent içinde insanın konumunu anlamaya çalıştığım fotoğraflar çekiyorum.  

‘In-visible cities’bu fotoğraflardan oluşuyor.  

‘Kent biçimini karşısında durduğu çölden alır’ * diyen ‘Utopia-distopia’ise sonucunu izleyicinin kendisine bırakan bir seri.

*Görünmez Kentler , Italo Calvino

4. Istanbul Tasarım Bienali ile paralel etkinlik olan sergiyi gezmek için 20 Eylül - 20 Ekim 2018 arasında sizleri ECNP Galeri'ye bekliyoruz.


'Precious Paper' kitabının lansmanı bugün yapılıyor. March 26 2018, 0 Comments

 

Ela çok özel bir proje için seçilen tasarımcılar arasında olduğunu 2017 yılı başında gelen bir mesajla öğrendi. 

Kağıdın değerini vurgulayan, israfına dikkat çeken ve geri dönüştürülmesini destekleyen bir kitap ve bu kitapta yer alacak, katılan 20 tasarımcının üreteceği kağıt mücevherlerden oluşan bir koleksiyon projesi. Tasarımların bir araya toplanmasının ardından tüm mücevherler yüzde 100 geri dönüştürülmüş kağıttan üretildi ve bitkisel boya ile renklendirilen kağıtlara basıldı. Geçen sene, Nisan 2107'de, Salone del Mobile Milan sırasında da Ponte Rosso Galeri'de kağıt mücevherlerin ön gösterim sergisi yapıldı ve izleyicilerden büyük ilgi gördü.

Sanatseverler kadar çevrecilerin de dikkatini çeken projenin iki önemli teşvikçisi var. İlki İtalyan Ulusal Selüloz Bazlı Paketleme Malzemeleri Geri Kazanım Konsorsiyumu COMIECO. İkincisi ve sanat dünyasının daha aşina olduğu isim ise yaklaşık 100 yıllık geçmişi ile dünyanın en prestijli sanat kitaplarını basan Skira Yayınevi.

Projeyi bir araya getiren kişi ise yine kendi alanında çok bir yeri olan mücevher tarihçisi, kritiği, öğretim görevlisi Bianca Cappello. Cappello aynı zamanda Carta Preziosa - Il Design Del Gioiello di Carta adıyla İtalyanca ve Precious Paper - Paper Jewellery Design adıyla İngilizce olarak basılan kitabın da yazarı.

Photo Michele Zanin

Kağıt mücevherin tarihi ve çok farklı kağıt yapım tekniklerinin anlatıldığı kitapta sergide yer alan kağıt mücevherler perfore basılmış olarak yer alıyor. Kitabı alarak bir anlamda bu serginin koleksiyoneri olacak kişiler, kitabı bu haliyle saklayabilir ya da kitaptaki talimatları takip ederek istedikleri kağıt mücevherleri birleştirip/yapıp takabilirler.

Bugün, 26 Mart 2018 tarihinde Milano'daki Sala Napoleonica, Brera Academy of Fine Arts'ta yapılan lansman ile tanıtılan kitabı Skira yayınevinin web sitesinden sipariş etmek de mümkün.

http://www.skira.net/books/carta-prezios


'Jewelry Links' Türk Çağdaş Mücevher Kolektifi'nin ilk sergisi açılıyor. March 07 2018, 0 Comments

 

Türk Çağdaş Mücevher Kolektifi olarak ilk sergimizi yarın Almanya'da açıyoruz.


Geçtiğimiz aylarda 13 Türk çağdaş mücevher tasarımcısı olarak bir araya geldik ve Türk Çağdaş Mücevher Kolektifi 'Jewelry Links'i hayata geçirdik.


Yarın açılacak ilk sergimiz, hepimizin tek tek kendine özgün ifadesiyle yarattığı mücevher parçalarını bir araya getiriyor. Ela 2015 yılında açtığı Yaz ve 2017 yılında açtığı Kozmik Disko sergisinden Karalama koleksiyonlarından eski ve yeni işleri ile sergiye katılıyor. Nazan ise 2016 yılında açtığı Denemeler sergisi ve daha önceki mineli işlerinin yanı sıra sergi için tasarladığı yeni mücevherleri sergileyecek.


İlk sergi 8 Mart’ta, Schwabisch Gmünd Stuttgart’ta Labor im Chor isimli galeride. Sergi 26 - 29 Nisan tarihlerinde Valensiya’da düzenlenecek Melting Point isimli uluslararası çağdaş mücevher günlerinde yer alacak. Sergiyi Sonbahar 2018'de ECNP Galeri'de biz ağırlayacağız.
 
Tasarımcılar: Şenay Akın, Hakan Aktuğ, Nevin Arığ, Burcu Büyükünal, Ela Cindoruk, Gözde Erdoğan, Gülnur Özdağlar, Selen Özus, Nazan Pak, Burcu Sülek, Leyla Taranto, Aişegul Telli, Snem Yıldırım

Yolu düşen bütün dostlarımızı 8 Mart - 8 Nisan tarihleri arasında sergiyi gezmeye davet ediyoruz.


Kozmik Disko... December 11 2017, 0 Comments

Perşembe akşamı Ela'nın yeni işlerini sergilediği Kozmik Disko sergisinin açılışını yaptık. Yeni mücevher koleksiyonları Lucy ve Karalama'ın yanı sıra resimlerini ve eşarplarını sergiliyoruz.

Türkiye Tasarım Haftası'nın ardından... November 15 2017, 0 Comments

8-12 Kasım arasında gerçekleşen Design Week Turkey ve 9 Kasım'da ECNP Galeri'de açtığımız Collectible Design sergisi sayesinde tasarım dolu bir hafta geçirdik.

Lütfi Kurdar'da düzenlenen Türkiye Tasarım Haftası'nda tasarımcıların, yerli ve yabancı tasarım ofislerinin, sanatçıların, üniversitelerin tasarım okullarının, tasarım platformlarının sergileri yer aldı. Bunların yanı sıra endüstriyel tasarım, moda, görsel iletişim tasarımı, mimari gibi alanlarda tanınan isimlerin panel ve konferansları gerçekleştirildi.

Mücevher dışı işlerimizle katıldığımız iki sergiden ilki 'Türk Tasarımının Genetik Kodları' idi.

Türk zanaat ve sanat kültürünün yarattığı zenginlik, Türk sanayisi ve yaratıcı Türk tasarımcılarının elinde eşsiz ürünlere dönüşüyor. Dönüşen bu ürünler, “Türk Tasarımı'nın” genetik kodlarını oluşturuyorlar ve gelecekteki tasarımcılara ilham veriyorlar. Design Week Turkey'de sergiler kısmında yer alan 'Türk Tasarımının Genetik Kodları', bu ürünlerin seçkin bir derlemesinden oluşan özel bir koleksiyon olarak tasarlandı. Koleksiyon, ziyaretçilere Türk kültürüne ait objelerin ünlü tasarımcılar tarafından yeniden tasarlandığında farklılaşarak global tasarım dünyasında nasıl öne çıktığını gözler önüne sermeyi amaçladı. Gencer Uçar'ın küratörlüğündeki sergide Nazan Nazarlık ve Yaprak Vazolar'ı, Ela ise Shish-Dish ile yer aldı.

 

Design Week kapsamındaki bir diğer sergi Adorno idi. Sergi yerel camialarını tanımlayan tasarımcı işlerine yer verecek şekilde kürate edildi. Sergide, Sao Paolo, İstanbul, Kopenhag, Amsterdam, Brüksel, Milan, Barcelona, Mexico City, Madrid, Berlin ve Londra gibi farklı metropollere yayılan Adorno Uluslararası Tasarım İşbirliği’nin değerli üyeleri olan tasarımcılar aracılığıyla, yükselen trendler hakkında birinci elden bilgi vermeyi ve kültürel çeşitliliğin ve farklılığın, tasarım üzerinden keşfedilmesini sağlamayı amaçladı.

 

Katılan tasarımcılar: Tim van Cromvoirt(nl), Kiwi Bravo(es), Jordi Canudas(es), Jorge Manes Rubio(es), Tomas Kral (es), Zascho Petkow(de), Philipp Weber(de), Linde Freya(be), Kevin Oyen(be), Gurli Elbaekgaard(dk), ClibKlap(dk), Kristine Engelbrecht(dk), Nilufer Kozikoglu(tr), Sema Topaloğlu(tr), Ela Cindoruk (tr), Defne Koz (tr), Özlem Yalım (tr), Ayres (tr), MX(mx), Perla Valtierra (mx), Analogia Project(it), Paolo Ulian(it), Gionata Gatto(it), Carol Gay(br), Ines Schertel(br), Allegri de Fogale (uk), Utopia and Utility(uk).

11 Kasım tarihinde de Ayşe Coşkun Orlandi'nin moderatörlüğündeki 'Tasarım ve Zanaat Eksenli Tartışmalar #1: Usta Tasarımcılar, Tasarımcı Ustalar' paneline katıldık. Sahneyi değerli akamedisyen Prof. Alba Cappellieri, tasarımcı/usta Arman Suciyan ve Kapalıçarşı'dan usta Rafi Şadıyan ile paylaştık. Türkiye'de ve dünyada mücevher tasarımının önündeki süreci ve Kapalıçarşı geleneğinden gelen ustalar ile okullu tasarımcıların beraber yaratıp ürettiği bir dünyayı hayal etmeye çalıştık.


Collectible Design sergisinin açılışını yaptık. November 10 2017, 0 Comments

 

Tasarım objeleri günlük hayatımıza yeni malzeme, şekil ve teknikleri getirdiği için oldukça önemli. Yatırım aracı olarak düşünüldüğünde ise, bu tasarım objelerinin yaratıcılığı, özgünlüğü, nadir bulunmaları ve tarihsel değerleri, el işçiliğinin kalitesi ile birlikte kilit unsurlar olarak öne çıkıyor.

Seramik, mermer ve bronz gibi Türkiye’de çokça bulunan malzemeler tasarım objeleri için oldukça önemli. Fakat tasarım objeleri ile ilgilenebilmek için insanların Türkiye’de olmayan, tasarımın önemine ilişkin kültürel ve tarihsel farkındalığa sahip olmaları gerekiyor. İşte bu yüzden, Türkiye’nin ilk “Collectible Design” sergisini oluşturduk. 

Türkiye'de kadın tasarımcılar yakın zamanlarda ön plana çıkabildi. Kendi markalarının ve objelerin tasarımıyla birlikte, üretimi ve satışı da kendileri yaptıkları için bu imkanları kendileri yarattılar. Sema Topaloğlu, Nilüfer Kozikoğlu, Özlem Yalım ve Ela Cindoruk gibi bu önemli gelişmelerin önde gelen isimlerinin “collectible” olarak nitelendirebileceğimiz objelerini bu sergide sunuyoruz. Bazen kendi elleriyle zanaat üretimi içinde bulanan tasarımcılar büyük uğraşlarla aynı zamanda bu objelerin tanıtım ve satışını da üstlendiler.

Ayrıca onlardan sonra, gelen yeni nesil tasarımcıları Türkiye’de tasarım ve üretim dinamiklerine farklı bir yaklaşım getirdikleri için sergiliyoruz. Melike Altınışık, Gözde Kavalcı Eren, Mevce Çıracı ve Buket Hoşcan Bazman çalıştıkları tasarım ofisleri içinde teknik ve tasarımı birleştirerek zanaat ve dijital fabrikasyonu kullanarak yeni nesil tasarım objelerinin üretim süreçlerini üstlendiler. Sergide bir önceki nesilde zanaate verilen önemi bu tasarımcıların objelerinde de görebiliyoruz. 20 – 30 yıl sonra her iki neslin tasarımları içerisinde bulunduğumuz dönem ve kültürün özelliklerini yansıtan değerli parçalar olarak nitelendirilecek.

Buket Hoşcan Bazman -DROP masa
Ø 120 x 37 cm
Mermer, Lake masif ahşap
Geleneksel tasarım anlayışına karşı, modernist ve yalın çizgileriyle belirgin bir sadelik sunar. Elde oyulmuş mermer disk, tasarıma doğanın desenlerini ekleyen ana görsel öğeyi oluşturur. Boşluk bölgeleri küçük ev aksesuarlarını organize etmeye yardımcı olurken, altındaki gizli tekerlekler hareket kolaylığı sağlar.

 

Gözde Kavalcı Eren - Hanging Marble Masa

98 x 60 x 82 cm
AkdoLAM mermer-fiberglas laminat, Metal profil
AKDO için bir Ar-Ge sürecinin parçası olarak tasarlanan masa, katmanlı ancak ince bir malzeme olan mermer laminatın kullanılmasıyla geliştirildi. Mermerin fiberglas ile birlikte ince bir yüzey olarak kullanılabilmesi, kütlesel ve katı özellikteki malzemenin akışkan formda, yumuşak bir şekilde dökülürcesine kıvrılmasını mümkün kıldı. Üzerindeki ince katmanı montaj gerektirmeden taşıması için, ayaklar bükülerek biçimlendirildi.

Ela Cindoruk - Moily Blues / Wall Jewels
Ø 60 cm
Pirinç
“Wall Jewels” serisi, tasarımcının gelenekselden beslenen geometrik desenleri çağdaş tasarıma taşıma yaklaşımının bir devamı. Cindoruk, mücevher tasarımlarındaki ifade biçimini 2014’te iç mekanlara yansıtmaya başladı. Lazer kesim ve el işçiliğinin birlikteliği ile üretilen parçaların her biri dantel desenlerini metal malzemeye büyük ölçeklerde dönüştüren ve iç mekanlara dinamik bir nüans getiren eşsiz birer obje.

 

Özlem Yalım - B1 El Yapımı Yorgan
205 x 205 cm
Tekstil
Siyah, gri ve beyazdan oluşan tamamen yeni bir renk aralığındaki kumaşlar ve farklı renklerdeki nakış iplerinin kullanıldığı bu yeni yorgan tasarımı geleceğe dair ve modern desenlerden oluşuyor. Geleneksel Türk yorganlarına göre daha dinamik bir tasarıma sahip olan yorgan, %100 doğal malzemeden el işçiliğiyle üretiliyor. B1 yorgan, Türkiye’deki geleneksel yorgancılık zanaatinin çağdaş bir yorumu.

Mevce Çıracı - Fire and Ice
7.5 x 8.5 x 14.5, 8.5 x 8.5 x 11 cm
Cam
Şamdanlar modüler bir tasarım yaklaşımıyla Çift 1 ve Çift 2 olmak üzere iki çiftten oluşuyor. Çiftler yalnız başına ya da diğer çiftler ile birlikte sonsuz kombinasyonlar yaratmak için kullanılabilir. Tasarım FIELDS’ın bilgisayarlı hesaplamayla oluşturulan desen temelli geometrilere odaklanan imza yöntemine örnek teşkil ediyor. Zanaatle üretilen camların dökümü için dijital olarak üretilmiş kalıplar kullanılıyor.

Melike Altınışık - SPIRA
300 x 120 cm
Cam, Çelik
SPIRA, tasarıma yenilikçi bir yaklaşımla geliştirilmiştir. İşlevi ile aynı dili konuşan akıcı ritme sahip tasarımı, strüktürü mekanlaştırırarak sürekli, akışkan ve dört boyutlu bir forma dönüştürüp farklı kullanıcılara aynı mekanda farklı deneyimler sunmayı hedefler. Kendisini oluşturan çoklu çizgisel elemanlar ile bunları destekleyen iki eğrisel elips arasında zarif bir dünya yaratır.

 

Sema Topaloğlu - The Old Lady
140 x Ø 26 cm
Cam, Mermer, Pirinç

 

Sergi 2 Aralık 2017 tarihine kadar ECNP Galeri'de izlenebilir.

 

 


Brüksel'deki karma sergimize bekliyoruz. August 08 2017, 0 Comments

 

Belçikalı ve Türk 15 tasarımcı bir araya gelerek dayanışma ve paylaşmanın gücünü yaşayacağız. 7 Eylül - 2 Aralık 2017 tarihleri arasında Brüksel'deki ICKX çağdaş mücevher galerisinde sergilenecek işlerimizde tasarımcılar olarak bir yandan özgürlük ve uyum arayışımız sürerken, diğer yandan kendimizi serbestçe ifade edeceğiz.

Çağdaş Mücevher:
Senay Akin (Türkiye)
Nevin Arig (Belçika-Türkiye)
Isabelle Bianchi Marchesseau (Belçika)
Burcu Buyukunal (Türkiye)
Ela Cindoruk (Türkiye)
Ann Cox (Belçika)
Sophie Heymans (Belçika)
Audrey Ickx (Belçika)
Christine Keyeux-Schnöller (Belçika)
Nazan Pak (Türkiye)
Alain Roggeman (Belçika)
Burcu Sulek(Türkiye)
Aisegul Telli (Türkiye)
Ubustine (Belçika)
Snem Yildirim (Türkiye)

Objeler:
Elisabeth Baeza (Belçika)
Eloïse Maes (Belçika)
Audrey Werthle (Belçika)

 

Contrepoints - ICKX Jewelry

Avenue Georges Henri 435, 1200 Brüksel, Belçika 

7 Eylül - 2 Aralık 2017


Yazdan önceki son sergimizi açtık June 14 2017, 0 Comments

 

25 Mayıs'ta tekstil tasarımcısı Dilek Aksu'nun Hassas Denge adlı sergisini açtık.  Bu sergiyi 2016-2017'nin son sergisi olarak planlamıştık ve en baştan beri heyecanla Dilek''in sergi için dokuduğu işleri bekledik.

Dilek İzmir’in Birgi ilçesinde 1999 yılından beri geleneksel dokuma tekniğini bir adım öteye götürerek modern ve çağdaş yorumla kumaş üretiyor. Tasarımların yaratım sürecinin tamamında emeği var. Kozaları oluşturan kurtçukların üreticilere ulaştırılmasından, ipeğin üretimine, 

boyanmasından tasarımların dokunmasına kadar her şeye eli değiyor. 

Çözgüde tamamıyla ipek iplik kullanıp atkıda da ipek, keten ağırlıklı doğal elyaflı iplikleri tercih ediyor. Ürettiği bu kumaşları özel boyama ve bitirme teknikleri ile özgün hale getiriyor.

'Tezgahın çözgü kısmını tuval gibi kullandım. Bu sergiye özel olarak geliştirdiğim bir teknikle farklı malzemeleri bu yüzeylerle birleştirdim.'

Dilek Aksu, Hassas Denge’deki tasarımlarında ışık-gölge, kontrast-uyum, renk ve form kavramlarını ipek böceği kozaları üzerinden irdelemeye çalışıyor.

Doğadan aldığı ilham ile bazılarını anlık bazılarının ise zamana yayılmış dışa vurumlar olarak yorumlamaya çalışıyor. Çalışmalarını en iyi anlatan sözcüklerin 'Sadelik, renklerin uyumu ve dinginlik' olduğunu düşünüyor.  Biz de ona katılıyoruz..

İpek boyasıyla renklendirdiği sarı, mor, eflatun, pembe, sarı, rengarenk uçuşan ipek kozaları ve peyzaj hissi veren panoları sergiyi gezmeye gelenleri iyi hissettirip mutlu etti.

'Evrende her şey denge üzerine kurulu ve doğanın mükemmel bir düzeni var. Bu denge hayatı mümkün kılar, işlerime yansıttığım süslemecilikten uzak bir zarafet ve denge arayışı doğanın karmaşık şiirselliğinin benim gözümde alçak gönüllü bir bakışla yorumlanmasıdır.’

 


Yalın, yenilikçi ve duygusal April 12 2017, 0 Comments

 

Begüm Cana Özgür tasarım çizgisini bu üç kelimeyle tanımlıyor: Yalın, yenilikçi ve duygusal

30 Mart - 22 Nisan 2017 tarihlerinde sergilediğimiz Sensation - Perception tasarımcı Begüm Cana Özgür’ün OPTICALS kilim serisinin ilk sergisi.



'Bilkent İç mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden 2010 yılında mezun oldum. Okulun son senesinde Avivasa’nın düzenlediği Kumbara tasarım yarışmasında birincilik ödülü aldığımda, ilerlemek istediğim yönün ürün tasarımı olduğunu biliyordum. Okuldan sonra İstanbul’a taşındım ve bir yıl süreyle çeşitli tasarım firmalarında çalışarak, tasarım süreçlerinin iş ortamında gelişimini gözlemledim. Bu bir senenin sonunda tasarım sürecinde nasıl bir rol almak istediğimi anlamıştım.

Daha ileri bir eğitim almak üzere Amerikan modernizminin doğduğu Cranbrook Sanat Akademisi’nde, 3 boyutlu tasarım bölümünde yüksek lisans programına başladım.

Eliel Saarinen tarafından tasarlanmış bir kampüste, tarihte Eames, Knoll, Larsen gibi isimlerin çalıştığı atölyelerde tasarım ve sanatla dolu, çok tatmin edici iki sene geçirdim. Okulun eğitim sisteminin sunduğu özgürlükçü ortam sayesinde daha önce tanışmadığım malzemelerle, tekniklerle ve fikirlerle oynama şansım oldu.

Tasarımın mekanik olmayan fonksiyonları daha çok ilgimi çekiyor. Çalışmalarım renk, doku ve malzeme üzerine yoğunlaştı. Dokunmuş ve dokunmamış tekstiller ve bunlar ile yaratılabilecek konseptler üzerinde denemelerim oldu.

Çoğu zaman form ve beraberindeki bir çok tasarım kararı malzemenin yönlendirmesiyle gelişiyor. Malzemeyi ve tekniği tanıdıkça, potansiyellerini keşfediyorum ve tasarımı bu potansiyeli ortaya çıkartacak şekilde geliştiriyorum.

Tasarımcının üretim süreçlerini -ustası kadar olmasa da- başından sonuna kadar anlamış olması, gerektiğinde manipüle edebilmesi için çok önemli. Yapacağınız müdahale sürecin temeline indiği ölçüde yeni potansiyeller yaratacaktır.

Şu ana kadar hiç bir çalışmamda doğal olmayan malzemeler ile çalışmadım. Özellikle doğal olmalı gibi bir seçiciliğim olmadı, ama sanırım doğal malzemelerin renk, doku, koku, ve hazırlanış hikayeleri ilgimi çekiyor. Bitmiş ürüne büyük bir derinlik kattığını hissediyorum.

Tasarım ürünlerinin mekanik fonksiyonlarından öte sosyal, duygusal ve deneyimsel boyutlarıyla ilgileniyorum. SENSATION-PERCEPTION sergisi, bu yaklaşım ile tasarladığım, görsel ifadesi güçlü, öznel bir deneyim sunan dokuma tasarımlarından oluşuyor.' *

İlk defa sergilenen OPTICALS serisi bir tasarım ürünü olarak kilim ve kullanıcısı arasında oluşabilecek diyaloğa değinen deneysel bir çalışma. Op-art akımından ilham alan kilimler üzerinde hareket ve derinlik hissi yaratıyor. İzleyicinin algısıyla aktif hale gelerek, yarattığı hareket ve derinlik hissiyle her karşılaşmayı fiziksel bir deneyime dönüştürüyor.

 * Maison Française'de yayınlanmış röportajından

Liquid error (layout/theme line 273): Could not find asset snippets/currencies.liquid